tag:blogger.com,1999:blog-22043619309267210632024-03-06T04:14:49.130+03:00Emre Kerim Yıldız'ın Kişisel BloguKişisel düşünceler, yazılar ve ben...Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.comBlogger113125tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-79702268973031121372023-02-09T14:25:00.003+03:002023-02-09T14:25:34.074+03:00Dünyanın İlk Akıllı Kum Torbası ile Tanışın<p dir="ltr" id="docs-internal-guid-1f04cc48-7fff-c260-e4a0-612368d103d5" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 11pt; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap; white-space: pre;">Bhout firmasının tanıttığı yeni akıllı kum torbası dünyada bir ilk olarak yapay zekayı kullanarak kendini geliştirmeye ve öğrenmeye devam ediyor. Şirketten yapılan açıklamaya göre yapay zeka sayesinde sizi hem zorlamayı hem de motive etmeyi amaçlayan bu yeni teknoloji kum torbası öncelikle Amerika ve İngiltere´de satışa çıkacak.</span></p><br /><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 11pt; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap; white-space: pre;">6 yıllık araştırma ve geliştirmenin ardından duyurulan bu akıllı kum torbasının %85´i sudan oluşuyor. Bu sayede sakatlıkları azaltmayı amaçlayan şirket kum torbasının dışını ise tamamen organik materyallerden ürettiklerini söylüyor. Ayrıca antrenmanın ağırlığı ve zorluğuna göre çeşitli müzikler çalan ve renk değiştiren bu yeni kum torbası sektörde çığır açacak bir ürün gibi gözüküyor.</span><span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 11pt; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap; white-space: pre;"><span style="border: none; display: inline-block; height: 415px; overflow: hidden; width: 624px;"><img src="https://lh3.googleusercontent.com/e2KX4wRZhgEK3_aG0UE0QqO8vlggsoE2N9bPffm9pWo_qTUjjqi8Ei68AxykT1RzZRImtfpiPVToOXKMSD9_WxTBxLeiMTn8q7-arKXPYqgUYfr9hQrO2nZtgNwZSsjLZUd_ESeqrkclNpT8LQaZN4g=s16000" style="margin-left: 0px; margin-top: 0px;" /></span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 10pt; font-style: italic; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap; white-space: pre;">Kaynak; Bhout web sitesi</span></p><br /><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 11pt; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap; white-space: pre;">Ayrıca akıllı kum torbası size her antremandan sonra puan veriyor ve bu puanlarla diğer kullanıcılarla rekabet edebiliyorsunuz. Spor ve vücut geliştirme teknolojilerinin hızla geliştiği günümüzde sporcular her antremandan maksimum verim almaya çalışıyor. <a href="https://aktifgunce.com/drop-set-nedir-nasil-yapilir-ve-yararlari-nelerdir/" target="_blank">Drop Set</a></span><span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 11pt; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap; white-space: pre;"> ve Süper Set gibi teknoloji olmadan da gelişiminizi hızlandıracağınız yöntemlerin yanında bu yeni akıllı kum torbası gibi teknolojiler de sporculara maksimum verim sağlıyor. İçindeki sensörler aracılığıyla yumruğun şiddetini ve lokasyonunu hesaplayan kum torbası bu bilgileri yapay zekaya işliyor ve verilerinizi çevrimiçi olarak depoluyor. </span></p><br /><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 11pt; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap; white-space: pre;">2023´ün ilk aylarında satışa çıkması beklenen bu yeni akıllı kum torbasına sahip olabilmek için şimdiden ön sipariş listesine adınızı yazdırmanız gerekiyor. Ön sipariş verenlerin %25 indirime sahip olacağı ürün için istenen fiyata, kum torbası, evinize nakliyat, boks eldivenleri, dayanıklılık ve güç bantları ve 12 aylık Bhout uygulama üyeliği de dahil.</span></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-13594816320631287282022-01-14T15:50:00.001+03:002022-01-14T15:50:12.475+03:00Eski Projelere Geri Dönmek<p style="text-align: justify;">Üniversite yıllarımda hayata geçirmeye çalıştığım ve maddi yetersizliklerden dolayı gerçekleştiremediğim birçok projeye geri dönüş yapma kararı almış bulunmaktayım. Bunların tamamını zamanla ve yavaş yavaş gerçekleştirmeyi düşünüyorum. Bir proje başarıya ulaşmadan bir diğerine geçiş yapmayacağım. Bu hatayı geçmişte yaptığım için bütün projeler elimde patlamıştı.</p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhefX_Ik0iwPsEwclyGXB7IJH4v2_pMdfpLoFRW9wqrMmSL2t7Luc5yjc5SporVSAUodwOcGHDi3FcQd2k98Obr-0w70w45BWZO20rmoq4n997AEq0dZI84G8RpX8juXx4xrnDw3EXssXPekD2WVNvSMWoSzyhJL5MljPglD26qNaw3SzJYEWV0512G5w=s1920" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="teknoend-teknoloji-haberleri" border="0" data-original-height="1080" data-original-width="1920" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhefX_Ik0iwPsEwclyGXB7IJH4v2_pMdfpLoFRW9wqrMmSL2t7Luc5yjc5SporVSAUodwOcGHDi3FcQd2k98Obr-0w70w45BWZO20rmoq4n997AEq0dZI84G8RpX8juXx4xrnDw3EXssXPekD2WVNvSMWoSzyhJL5MljPglD26qNaw3SzJYEWV0512G5w=s16000" /></a></div><p></p><p style="text-align: justify;">Artık yeni bir sürecin içerisine giriyorum ve bu süreçte bu projelerime daha çok vakit ayırabileceğim konusunda kendimle anlaştım diyebilirim. Gerçekleştirmeyi düşündüğüm bu projelerden ilki, aslında içimde hep bir ukde kalan bir <b>teknoloji haber</b> sitesiydi. Aslında her ne kadar <b>webmaster</b> dünyasına ilk giriş yapan herkesin yaptığı basit bir proje olsa da biraz deneyim elde ettikten sonra yapılması gereken bir proje olarak gördüm ben... Bu proje ile aslında içimdeki taze webmaster'ı da ödüllendirmek istiyorum.</p><p style="text-align: justify;">Bu yüzden 2016 yılında açtığım o gün bu gündür çok fazla uğraşmadan bir köşede beklettiğim sitem olan <a href="https://teknoend.blogspot.com/">TeknoEnd - Teknoloji Haberleri</a> sitemi yeniden aktif hale getirmeye karar verdim. Şu an için kendi blogumda olduğu gibi Blogger altyapısı kullanmayı ve onunla da devam etmeyi düşünüyorum. Bu sefer <b><a href="http://www.ekyildiz.co/search/label/Seo">SEO</a></b> konusunda biraz daha aktif olarak ilgilenebilirim. Umarım kendi beklentilerimi ve ziyaretçilerin beklentisini karşılayabildiğim başarılı bir proje olur... </p><p style="text-align: justify;">Bekleyip göreceğiz...</p><p style="text-align: justify;">Siteye ulaşmak için: <a href="https://teknoend.blogspot.com/">TeknoEnd - Teknoloji Haberleri</a></p><p style="text-align: justify;">Youtube kanalına abone olmak için: <a href="https://www.youtube.com/channel/UCiqGNGNwVIfoFttNK0nYriQ" rel="nofollow">TeknoEnd - Youtube</a><br /></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-61587286148092484252021-12-20T02:00:00.003+03:002021-12-20T02:00:31.000+03:00Asgari Ücret Zammı Sonrası İçin Beklentilerim<p style="text-align: justify;">Bildiğiniz üzere 2022 yılı için <b>yeni asgari ücret</b> belli oldu. Asgari ücrete yapılan yeni zam sonrası bizi neler bekliyor? Aslında tahmin yürütmek ve bu konuda bir fikir sahibi olmak çok zor olmasa gerek. Sonuç olarak ülkenin ekonomik durumuna ve neredeyse her gün karşı karşıya kaldığımız zam furyasını da göz önünde bulundurursak ekonomist olmasakta bir takım tahminler yürütebiliriz diye düşünüyorum. Bu yazımda da sizlere kendi kişisel tahminlerimden bahsedeceğim.</p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhgFuvIqSel0dDRAbQ4QY_gv_2yDJS0Uiep-KD2tQxRtIF7sSD4nlnPLS6K49ubGz_v-8uzi3FI3pPUSCYAqBpPoWa3aKXIU8AjuGjZtxfqOVFVO0m9CnjMVpPMZ2KT5Xhvj8t-V-K9H3REYM201Bi0rYMyWgFKrR0jTK1qjzWZNBSEcFqXCqubwcMyTw=s800" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="asgari-ucret" border="0" data-original-height="450" data-original-width="800" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhgFuvIqSel0dDRAbQ4QY_gv_2yDJS0Uiep-KD2tQxRtIF7sSD4nlnPLS6K49ubGz_v-8uzi3FI3pPUSCYAqBpPoWa3aKXIU8AjuGjZtxfqOVFVO0m9CnjMVpPMZ2KT5Xhvj8t-V-K9H3REYM201Bi0rYMyWgFKrR0jTK1qjzWZNBSEcFqXCqubwcMyTw=s16000" /></a></div> <p></p><p style="text-align: justify;"><b>Asgari ücrete gelen yeni zam</b>la birlikte belki de benim hayatımda gördüğüm en doğru seviyeye yükselmiş durumda. Ancak ortada çok ufak bir zaman kayması söz konusu diyebiliriz. Keşke ekonominin bu kadar dar boğaz içerisinde olmadığı ve belli bir standarta oturduğu bir dönem içerisinde olsaydık ve bu asgari ücret zammı o şekilde yapılmış olsaydı. Ancak ne yazık ki ülkemizde sadece son dönem hükümeti değil geçmiş dönem hükümetlerinin de yaptığı gibi yine bir dar boğazın içerisinde iken böyle bir zammın gelmiş olması hevesimi kursağımda bıraktı diyebilirim. <b>Asgari ücret zammı</b> için son derece seviniyorum ancak alım gücü ve enflasyon verilerine baktığımızda da ne yazık ki yapılan %50'lik zammın bile yetersiz kalacağını düşünüyorum. Hatta bunu tek düşünen ben de değilim, ülkemizin önde gelen ekonomistleri de aynı fikirde. Ben aslında bu yazımda biraz onlardan da alıntılar yaparak kendi fikirlerimi size aktarmayı düşünüyorum. Bu yüzden biraz uzun bir yazı olabilir. Okumanız dileğiyle...</p><p style="text-align: justify;">Öncelikle asgari ücret için yapılan <b>Gelir Vergisi</b> ve <b>Damga Vergisi</b>'nden muaf olması kararını son derece doğru karşıladığımı belirtmek isterim. Sonuç olarak zaten büyük bir ekonomik sallantının içerisindeyken üstüne bir de gelir vergisi ve damga vergisi ile işçinin elde ettiği kazancın azımsanmayacak bir kısmının yine vergilerle elinden alınması durumuna eski bir sendikacı olarak çok doğru bulmuyordum. Emeği ile kazanç elde etmeye çalışan insanların zaten hayatlarını idame ettirebilmek için yeterli olmayan bir ücretin üzerinden vergi alınması son derece yanlış bir hareketti. Neyse ki bu yanlış sonunda giderildi.<br /></p><p style="text-align: justify;">Öncelikle asgari ücret zammının açıklanması ile birlikte tüm televizyon kanallarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "<b>Son 45 yılın en büyük artışı</b>" ifadesi döndü durdu. Tüm haber programları, yorumcular ve sunucular bu konuya sürekli değindiler. Tam o sıralarda <b>DİSK Araştırma Merkezi</b>, Twitter üzerinden bir paylaşım yaparak, yapılan zammın aslında bahsedildiği gibi son 45 yılın en yüksek zammı olmadığını, geçmişte daha yüksek oranlarda zamlar yapıldığını belirtti. Bu paylaşımı aşağıda görebilirsiniz.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiZXE3GkzSbBbuHGC8lvdLIvJS8k21jVDV-lkKh35W4fVgmd94gWFxXz3hv3hcC7y8f_WOzEtLyDAdT3GluzcCuvBECUwzkJss3hgTBlR7u7qeT7AyXz6CzyD9s6clGIxkGYx56uWPRY4DubUb5xSNhhV3eogsTxLxjJEIHf-SpqlR-av4vvhZ_N66SVw=s1713" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="disk-ar-tweet" border="0" data-original-height="1713" data-original-width="596" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiZXE3GkzSbBbuHGC8lvdLIvJS8k21jVDV-lkKh35W4fVgmd94gWFxXz3hv3hcC7y8f_WOzEtLyDAdT3GluzcCuvBECUwzkJss3hgTBlR7u7qeT7AyXz6CzyD9s6clGIxkGYx56uWPRY4DubUb5xSNhhV3eogsTxLxjJEIHf-SpqlR-av4vvhZ_N66SVw=s16000" /></a></div><br /><p style="text-align: justify;"><b>Asgari ücrete zam</b> yapılması son derece olması gereken bir gereklilikti. <b>Türk-İş</b> başta olmak üzere tüm sendikalar bu zammın gerekliliğinden yıllardır bahsediyorlardı. Ancak <b>asgari ücrete zam</b> yapılması ne yazık ki günümüzde çok fazla bir anlam ifade etmedi. Her geçen gün tüketim mallarına gelen zamlar ve <b>döviz kurunun dengesizliği</b> asgari ücrete yapılan zammı anlamsızlaştırdı. Tüketim mallarındaki fiyat artışı ile birlikte enflasyonun da yükselmesine ve satın alım gücünün günden güne erimesine neden oluyor. <b>Enflasyon verilerine</b> baktığımızda bunu net bir şekilde görmekteyiz. Değerli iktisatçılarıımızdan <b>Mustafa Sönmez</b>'in bu konu hakkında yaptığı paylaşım ise durumun ne kadar ciddi olduğunu gözler önüne seriyor. Her geçen gün gelen zamlarla birlikte enflasyon verilerinde yaşanan artış asgari ücret zammının daha uygulanmadan erimesine neden oluyor.</p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEif-O0HJyJUuAljoRWSgHMdwiC1tAopbHwtVV3l8ZrSyvqv55TO2Ov1nnr2V0RUxBEx_raMVUGXbJ16lcsptpGAEtUZlnpIeLRr2MSOuq9YargnqvPN5rKHUrOhyJYYx4Oi2xT6457twGebI60_nfclfbyPqD-VzzLdIQCJbk_r12KrClZi3ZsZFPShCg=s627" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="mustafa-sonmez-tweet" border="0" data-original-height="627" data-original-width="584" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEif-O0HJyJUuAljoRWSgHMdwiC1tAopbHwtVV3l8ZrSyvqv55TO2Ov1nnr2V0RUxBEx_raMVUGXbJ16lcsptpGAEtUZlnpIeLRr2MSOuq9YargnqvPN5rKHUrOhyJYYx4Oi2xT6457twGebI60_nfclfbyPqD-VzzLdIQCJbk_r12KrClZi3ZsZFPShCg=s16000" /></a></div><br /><p></p><p style="text-align: justify;">Asgari ücret konusunda bir diğer önemli husus ise <b>satın alım gücü</b> konusudur. Şu anda tüketici ürünlerine gelen zamlar ne yazık ki asgari ücretlinin satın alım gücünü sürekli olarak eritmektedir. Bu konuyla ilgili zammın açıklanmasından bir gün önce yine ülkemizin önemli ekonomistlerinden biri olan <b>Özgür Demirtaş</b>, yaptığı bir paylaşımda bu konuya değinerek zammın çok fazla bir anlam ifade etmeyeceğine değinmiş ancak bazı kesimlerden tepki görmüştü. Ancak zam açıklandıktan hemen sonra yapılan bazı görseller aslında <b>Özgür Demirtaş</b>'ın haklı bir ifade kullandığını ve satın alım gücünün erimekte olduğunu gösterdi.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhfyh_bDaIf658LuhnpM1p-WS1hT6UWbueaESBlqC6nCBTer_L1bA-oTudGVNtpfOEDEqcQk-dz11mqA6s6Iu0rFwGCu08jzVArce2xrh9auxWehequi9Pc-0-Du2DRltGFWK7jgHrh80titBtUGFe9uw98onN2MOgTWYtc1oEYithjA5r-5NDH9VIgPA=s900" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="ozgur-demirtas-tweet" border="0" data-original-height="506" data-original-width="900" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhfyh_bDaIf658LuhnpM1p-WS1hT6UWbueaESBlqC6nCBTer_L1bA-oTudGVNtpfOEDEqcQk-dz11mqA6s6Iu0rFwGCu08jzVArce2xrh9auxWehequi9Pc-0-Du2DRltGFWK7jgHrh80titBtUGFe9uw98onN2MOgTWYtc1oEYithjA5r-5NDH9VIgPA=s16000" /></a></div><p style="text-align: justify;"></p><p style="text-align: justify;"><b>Satın alım gücü</b> kadar önemli bir diğer konu ise yaşanabilecek <b>işsizlik </b>artışıdır. Şöyle ki işveren maliyeti asgari ücretle birlikte yükselmekte ve işverenlerin güncel ekonomik koşullarda bu yükün altından kalkmaları son derece zorlaşmakta. Dövizin her geçen yükselmesi ve TL'nin değer kaybetmeye devam etmesiyle birlikte işverenlerin girdi maliyetlerinin yükselmesine ek olarak asgari ücrete gelen zammın da ekstra bir yük olarak işverenlerin karşısına çıkması, işverenlerin elini kolunu bağlamakta ve zorunlu olarak Ocak ayından sonra işçi çıkarımlarının başlamasına neden olacaktır. Bu benim şahsi görüşüm olmakla birlikte bu görüşümü destekleyecek önemli olaylardan biri olarak <b>Turyol </b>firmasının İstanbul'da gerçekleştirdiği seferleri durdurması kararını gösterebilirim. Döviz kurunun yükselmesiyle birlikte maliyetlerini karşılayamayan <b>Turyol </b>firması artık sefer düzenlemeyeceğini bildirdi. Bu da <b>Turyol</b>'a bağlı vapurlarda çalışan işçilerin ne yazık ki artık işsiz kalması demek oluyor. İlerleyen günlerde artan maliyetlerin altında ezilecek olan küçük ve orta büyüklükteki bir çok işletme de ne yazık ki kepenk kapatma riskiyle karşı karşıya kalabilir. Bu durumda yaşanabilecek bir <b>işsizlik enflasyonunun</b> ülkemiz ve çalışma hayatımız için son derece sancılı bir dönem yaratabileceğini düşünüyorum. Böyle bir durumun yaşanması durumunda ise sonucun ne olacağını hepimiz yaşayıp göreceğiz.<br /></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-43174626139531992122021-12-06T01:59:00.002+03:002021-12-06T01:59:25.214+03:00En Güvenilir Mesajlaşma Uygulaması FBI Tarafından Doğrulandı<p style="text-align: justify;">Uzun süredir tartışılan <b>en güvenilir mesajlaşma uygulaması</b>nın hangisinin olduğu konusu sonunda sızdırlan <b>FBI </b>belgeleriyle kanıtlandı. Sızdırılan belgeye göre FBI'ın <b>Whatsapp </b>üzerinde yapılan tüm konuşmaların içeriklerine erişebildiği ortaya çıktı.</p><p style="text-align: justify;"> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaK6k5-firerS33NeVImmWC9plSMGp5vnAxk7wwnC8hEc1AFpX8ALTYVclkQb5Y2bH59LHmsaRGPnVaNArnsUp3EkkgAwazjE3mwP20Sp6T-sS4pdDRLHhoJ7TXIEGuDwRu4v7zjuzcUr9/s1280/whatsapp-bilgi-s%25C4%25B1z%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="whatsapp-bilgi-sizintisi" border="0" data-original-height="721" data-original-width="1280" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaK6k5-firerS33NeVImmWC9plSMGp5vnAxk7wwnC8hEc1AFpX8ALTYVclkQb5Y2bH59LHmsaRGPnVaNArnsUp3EkkgAwazjE3mwP20Sp6T-sS4pdDRLHhoJ7TXIEGuDwRu4v7zjuzcUr9/s16000/whatsapp-bilgi-s%25C4%25B1z%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.jpeg" /></a></div><p></p><p style="text-align: justify;">Son yıllarda <b>mesajlaşma uygulamalarının</b> yaptıkları uçtan uca şifreleme gibi yöntemlerle mesajlaşmaların ve içeriklerin korunması ve kişisel verilerin gizliliğini ön plana çıkarmaları büyük bir reklam çalışması haline dönüştü. Bu konuyu büyük bir reklam malzemesi haline getiren <b>Whatsapp</b>'ın son yayınlanan belgeye göre o kadar da masum olmadığı ortaya çıktı. Uçtan uca şifreleme konusunda büyük atılımlar yapan mesajlaşma uygulamalarının FBI tarafından gelen yasal talepler doğrultusunda hangi bilgileri paylaştıklarını sonunda öğrendik.</p><p style="text-align: justify;">Yayınlanan belgeye göre FBI talep etmesi halinde en detaylı bilgiyi <b>iMessage </b>ve <b>Whatsapp</b>'tan alabildiğini öğrendik. <b>Rolling Stone</b> tarafından ele geçirildiği iddia edilen belgeye göre teknoloji şirketleri, FBI'ın hangi bilgileri paylaştıklarını görebildik ve sonuçlar gerçekten tedirgin edici durumda. Son birkaç yıldır ülkemizde de gündeme gelen kişisel verilerin gizliliği konusu uzun süredir teknoloji şirketlerinin gündeminde yoğun bir şekilde yer ediniyordu. Bu konuda en güvenilir olduğunu iddia eden birçok şirket geliştirdikleri uygulamalarla ortaya çıkmıştı. Özellikle güvenlik ve gizlilik konusunda en başarılı adımları atan şirketler içerisinde <b>Signal </b>ve <b>Telegram </b>ön plana çıkmaktaydı. O kadar ki Elon Musk bile, <b>Whatsapp</b>'tan gelen verilerin kullanılmasına ilişkin sözleşme güncellemesinden sonra takipçilerini <b>Signal </b>kullanmaya davet etmişti. Yayınlanan belgelere göre <b>Elon Musk</b>'ın bu davetinin yersiz olmadığını bir kez daha görmüş olduk.</p><p style="text-align: justify;">Belgede FBI tarafından talep edilmesi halinde en az bilgiyi kayıt zamanı bilgileri ve tarih/saat bilgisi ile <b>Signal </b>ve sadece kayıt zamanı bilgisi ile <b>Telegram </b>paylaşmakta. İçerik olarak bu iki uygulamada hiçbir içeriği paylaşmıyor. <b>Telegram </b>sadece doğrulanan bir terörist soruşturmasına ilişkin IP adresi ve iletişim bilgisi gibi bilgileri ilgili yetkililere sunuyor. Mesaj içeriklerini görmek bu iki uygulamada da mümkün olmuyor.</p><p style="text-align: justify;"><b>Whatsapp </b>ve <b>iMessage </b>mesaj içeriklerini her ne uçtan uca şifreleme yöntemi ile koruma altına almış olsa da sızan belge ile bu korumanın tam kapsamlı bir koruma olmadığını görebiliyoruz. Peki mesaj içerikleri neden önemli olabilir? Aslında <b>Meta</b>, <b>Google </b>ya da <b>Apple </b>gibi sosyal mühendislik ve büyük veri gibi bilim alanlarından faydalanan bu şirketler kullanıcıların sosyal ilişkilerini, sevdikleri şeyleri ve önemsedikleri değerleri bu içerikler aracılığıyla öğrenip özellikle pazarlama alanında, kullanıcı davranışlarını ve içerisinde bulundukları sosyal çevreyi analiz ederek, bu bilgiler doğrultusunda pazarlama stratejileri geliştirip kullanıcıları kendilerine duygusal bir şekilde bağlıyor ve kullanıcılar üzerinden para kazanmayı hedefliyorlar. Bu doğrultuda bu tip şirketlerin temel gelir kaynaklarının bu bilgiler olduğunu göz önünde bulundurursak hiçbir zaman kullanıcıların bilgilerinin gizli kalabileceğine inanmamalıyız. Bu gibi konularda pazarlamanın ve sosyal mühendisliğin birlikteliği, büyük verinin analiz edilmesi ve işlenmesi gibi durumlar ortaya çıkıyor.<br /></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-38750359227083613322021-12-05T03:53:00.000+03:002021-12-05T03:53:25.745+03:00Arama Motorlarına Yeni Bir Üye: You<div style="text-align: justify;">Günümüzde en çok kullanılan arama motoru olan <b>Google</b>, yıllardır yeni rakiplerle karşılaşmak zorunda kalıyor. O kadar ki irili ufaklı bir çok arama motoru geldi geçti ancak <b>Google</b>'ı tahtından edebilen çıkmadı. O kadar ki son yapılan istatistiklere dünya arama motoru pazarının %91,45'ini elinde barındırıyor.</div><div style="text-align: justify;"> </div><div style="text-align: justify;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzCiZmUsue8R_rGx8anVb37CoqEPLdG1QiPm3qLWiXuCNYJNj44lzg8vS0O98wDDLUa5fXtS_r_CRSp0rh9xUy2qIgp-Wq8ET8TexZdV4PauAWsUR4DysnpJiOJLv30LH9qx5RX10_-NbY/s1173/you-com-arama-motoru.webp" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="you-com-arama-motoru" border="0" data-original-height="473" data-original-width="1173" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzCiZmUsue8R_rGx8anVb37CoqEPLdG1QiPm3qLWiXuCNYJNj44lzg8vS0O98wDDLUa5fXtS_r_CRSp0rh9xUy2qIgp-Wq8ET8TexZdV4PauAWsUR4DysnpJiOJLv30LH9qx5RX10_-NbY/s16000/you-com-arama-motoru.webp" /></a></div><b>Google</b>'ın en büyük rakipleri <b>Yahoo</b>, <b>Bing </b>ve <b>Baidu </b>üçlüsü arama motoru pazarında toplamda %5'lik bir dilime sahipken yeni bir arama motorunun da bu yarışın içine dahil olduğu haberini alıyoruz. <a href="https://you.com/" rel="nofollow"><b>You.com</b></a> aslında bu pazarda farklı tasarımı ve yenilikçi arama teknolojisi ile kendine yer edinmeye çalıştığını iddia ediyor. Dünya'nın en büyük müşteri ilişkileri yönetim platformlarından olan Salesforce'un eski yönetici <b>David Socher</b> tarafından çıkarılan <b>You</b>, kullanıcılara farklı bir deneyim kazandırmayı amaçlıyor.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><b>You</b>'yu diğer arama motorlarından farklı kılan en belirgin özelliği arama sonuçlarını bir liste şeklinde değil kutucuklar halinde kullanıcılarına sunması olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte şirketin kurucusu <b>David Socher</b>'in söylediklerine göre, <b>You</b>, arama sonuçlarını tamamen kişiselleştirilmiş olarak kullanıcılarına sunuyor. İlk sırada en çok tercih edilen kaynaklardan gelen sonuçları gösterirken sonrasında tarafsız kaynaklardan ve en sonda da en az oy almış çok fazla güvenilmeyen kaynaklardan gelen sonuçları gösteriyor. Aslında 2004 yılından bu yana <b>Google </b>bu konu üzerinde çalışmaya devam ediyor. Ancak Socher'e göre <b>Google </b>reklamları bu kişiselleştirilmiş sonuçları büyük bir manüplasyona uğraştıyor ve bu yüzden insanlar Google'dan uzaklaşmaya başlayacak.</div><div style="text-align: justify;"> </div><div style="text-align: justify;">Bana göre ortada göz ardı edilemeyecek büyük bir gerçek var, o da reklam gelirleri... <b>Google</b>'ın ana şirketi olan <b>Alphabet</b>'in yılda 183 milyar dolar gelirinin olması ve bu gelirin büyük bir kısmının reklamlardan elde edilmesi <b>Google</b>'ın piyasadaki en güçlü arama motoru olmasını sağlıyor. You.com gibi arama motorlarının ne kadar başarılı olabileceği konusu genellikle tartışmaya açık bir konu olarak hep karşımıza çıkacak ancak bence <b>Google</b>'ın tahtını sallamak için arama sonuçlarından ya da farklı tasarımlardan ziyade yenilikçi teknolojiler geliştirmek gerekiyor. Düşündüğümüzde <b>Google</b>, kullanıcılarına sunduğu servislerle ihtiyacımız olan her alanda karşımıza çıkıyor ve bu konu da birileri çok daha gitmek zorunda ki ancak <a href="http://www.ekyildiz.co/search/label/Google" rel="nofollow"><b>Google</b></a>'ın karşısına rakip olarak çıkabilsin.<br /></div>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-6052413141065958162021-11-29T00:52:00.004+03:002021-12-05T03:37:12.596+03:00Blogger İçin Cloudflare CDN Kurulumu<div style="text-align: justify;"></div><p style="text-align: justify;"><b>Cloudflare</b>, özellikle internet güvenliği, DDoS, alan adı ve sunucu gibi konularda hizmet veren Amerika merkezli bir şirket. Son dönemlerde webmaster sitelerinde sürekli olarak karşımıza çıkan <b>Cloudflare</b>, sağladığı ücretli ve ücretsiz hizmetlerle sitenizi hem çok daha güvenli bir hale getiriyor hem de cache özelliği sayesinde sitelerinizi %30'a kadar hızlandırabiliyor. Siber saldırılar konusunda da adeta bir kalkan gibi sitenizi koruyor. </p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1RXT7S8nw1HDNeL3PLrNbdD9eGvKP5SLstGl_yqvDLIsNFQc5I26SSk14rR1saVsv4p7a3rHBHjZdel_4kzqkk8y792WYVBwi8osji-ghvBQOswIzHl4fxpeTF4H9nACzcbRCQwC80Q8h/s1080/cloudflare.webp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="blogger-icin-cloudflare" border="0" data-original-height="500" data-original-width="1080" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1RXT7S8nw1HDNeL3PLrNbdD9eGvKP5SLstGl_yqvDLIsNFQc5I26SSk14rR1saVsv4p7a3rHBHjZdel_4kzqkk8y792WYVBwi8osji-ghvBQOswIzHl4fxpeTF4H9nACzcbRCQwC80Q8h/s16000/cloudflare.webp" /></a></div><br />Bu servisten neden bahsedeceğime gelecek olursak; blogumu ilk açtığım yılları geçecek olursam özellikle son iki üç yıldır yoğun bir şekilde yabancı site ve ülke kaynaklı ziyaretçiler gelmekteydi. Sürekli olarak Rusya, Amerika, Kanada gibi çeşitli ülkelerden gelen ziyaretçi akınıyla nasıl başa çıkarım diye düşünüp duruyordum. En son <b>R10.net</b> webmaster forumunda konu açarak yardım istedim ve bana <b>Cloudflare </b>önerdiler. Sitemin altyapısı <b>Blogger </b>olduğu için <b>Cloudflare </b>entegrasyonu ile alakalı Türkçe bir makale bulamadım. Aramalarım sonucunda ise <a href="https://www.techrbun.com/setup-cloudflare-cdn-for-blogger/" rel="nofollow" target="_blank">Techrbun</a> sitesinde detaylı bir anlatım buldum. Aslında burada anlatacaklarım konusunda bu sitede yazılı olanların daha kısa, öz ve Türkçe hali diyebilirim. <b>Cloudflare </b>deneyimlerimi sizlere ilerleyen zamanlarda detaylı olarak aktarırım şu anda sadece kurulumundan bahsedeceğim.<p></p><p style="text-align: justify;">Kuruluma geçmeden önce bu kurulumu gerçekleştirebilmek için bir özel alan adı sahibi olmalısınız ve bunu <b>Blogger </b>sitenize bağlamış olmalısınız. <b>Blogspot.com</b> şeklindeki uzantılar için <b>Cloudflare</b> kurulumu yapamazsınız.</p><p style="text-align: justify;">Öncelikle <b><a href="https://www.cloudflare.com" rel="nofollow" target="_blank">Cloudflare</a> </b>sitesine girip üye olmalısınız.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfVGqWG_Ac0K7ZNIcPtn825ejuSfc2PZOfwhyzNtpW2mU3yCUioK-XHP-XMpMIJ21m3FTSNrzRfRRK8-S-2LnvxC41buKCfku1GNz3B8lEAu1_WbU277EFousdhzwU2aYSJ5K2l9XzGSQ4/s1024/cloudflare-uyelik.webp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="cloudflare-uyelik" border="0" data-original-height="529" data-original-width="1024" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfVGqWG_Ac0K7ZNIcPtn825ejuSfc2PZOfwhyzNtpW2mU3yCUioK-XHP-XMpMIJ21m3FTSNrzRfRRK8-S-2LnvxC41buKCfku1GNz3B8lEAu1_WbU277EFousdhzwU2aYSJ5K2l9XzGSQ4/s16000/cloudflare-uyelik.webp" /></a></div><div style="text-align: justify;">Üyelik bilgilerinizi doldurduktan sonra karşınıza çıkan sayfada site
adresinizi yazarak sitenizi <b>Cloudflare</b>'a eklemeniz istenecek.</div><div style="text-align: justify;"> </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuDPDWELUxmltNu6vZh1sEEEfBfxAO4lgEHzOmEK6SsF_baDLRQyRMb-aQqYvjDZJK_UloLHN-eaR-wFeWdf4e9Hi_l7WQ15aumlMC8IBGaUi6j5ZY4s2zmFu4nmU_ew2Z6l32C5oqvq0t/s618/alan-adi-ekleme.webp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="alan-adi-secme" border="0" data-original-height="269" data-original-width="618" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuDPDWELUxmltNu6vZh1sEEEfBfxAO4lgEHzOmEK6SsF_baDLRQyRMb-aQqYvjDZJK_UloLHN-eaR-wFeWdf4e9Hi_l7WQ15aumlMC8IBGaUi6j5ZY4s2zmFu4nmU_ew2Z6l32C5oqvq0t/s16000/alan-adi-ekleme.webp" /></a></div><p style="text-align: justify;"></p><p style="text-align: justify;"> </p><p style="text-align: justify;">Daha sonra aşağıdaki görseldeki gibi altta belirtilen ücretsiz hizmeti seçin ve devam edin.<br /></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTukzcJx_LyzLOykBVv8dH3fcTMVjEsqb2eXKfOfl8dBMJygAmo2n2cRwXuEN18_QbmxzA-JYpP74gXtqUqHQo4S-EBcJlieyqzzZxecdtd9so14MdtK3zIt4_dM6AXRJzYRuuo9ZnyKo6/s1024/plan-secme.webp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="plan-secme-cloudflare" border="0" data-original-height="714" data-original-width="1024" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTukzcJx_LyzLOykBVv8dH3fcTMVjEsqb2eXKfOfl8dBMJygAmo2n2cRwXuEN18_QbmxzA-JYpP74gXtqUqHQo4S-EBcJlieyqzzZxecdtd9so14MdtK3zIt4_dM6AXRJzYRuuo9ZnyKo6/s16000/plan-secme.webp" /></a></div><br /><p style="text-align: justify;"><br /></p><p style="text-align: justify;">Bu adımları tamamladıktan hemen sonra karşınıza çıkan sayfada özel alan adınız için verilen DNS kayıtlarını göreceksiniz. Bu kayıtları alan adını almış olduğunuz yer sağlayıcı da <b>Cloudflare</b>'ın size gösterdiği şekilde değiştirin.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjflFUg_er8eo3dUIxi-IFQLARUwMFOOBaY-r5cVeeEf06hMqvFfik1S25zHIJ9cf1LVihDxPFEfI1RJPXe3alVTy1yl79oEHkJmZW7zb5luX_wetZA713hqJsspNs2ww5FZnrDc0en1zW0/s1024/cloudflare-nameserver-degistirme.webp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="cloudflare-nameserver-degistirme" border="0" data-original-height="367" data-original-width="1024" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjflFUg_er8eo3dUIxi-IFQLARUwMFOOBaY-r5cVeeEf06hMqvFfik1S25zHIJ9cf1LVihDxPFEfI1RJPXe3alVTy1yl79oEHkJmZW7zb5luX_wetZA713hqJsspNs2ww5FZnrDc0en1zW0/s16000/cloudflare-nameserver-degistirme.webp" /></a></div><br /><p style="text-align: justify;"></p><p style="text-align: justify;">Bu değişikliği yaptıktan sonra resimde gördüğünüz "Done, check nameservers" butonuna basın ancak alan adınızın nameserverlarının güncellenmesini ve <b>Cloudflare</b> sunucularına bağlanmasını beklemeniz gerecek. Bu süreç yaklaşık olarak 48 saat kadar sürebilir.</p><p style="text-align: justify;">Bu adımları tamamladıktan sonra <b>Cloudflare </b>size bazı hızlı ayarlamalar gösterecek bunların hepsini "Enable" butonuna basarak aktif hale getirin.</p><p style="text-align: justify;">Tüm adımları tamamladıktan sonra <b>Cloudflare </b>(nameserver yönlendirmeleri de tamamlandığında) aktif hale gelmiş olacaktır.<br /></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-18262338557668602452021-11-28T01:33:00.001+03:002021-11-28T01:33:50.026+03:00Gönüllü Ekipler İçin Ücretsiz Zoom Alternatifleri<p style="text-align: justify;">Şu anda dünya üzerindeki sorunlar düşünüldüğünde emin olabilirsiniz ki her bir sorun için birbirinden bağımsız binlerce gönüllü ekip birtakım çözümler üretmek için çaba gösteriyor. Bu çözümlerin üretilmesi, fikir olarak ortaya çıkması ve beyin fırtınası yapılması aşamasında da sayısız toplantılar yapılıyor ya da yapılması gerekiyor. Özellikle yaşadığımız bu son pandemi süreci ile sosyal mesafe kuralının son derece önemli olması ve online toplantı modüllerinin büyük rağbet görmesi ile büyük şirketlerin bu yazılımları bir kar aracı olarak görmesi ile gönüllü grupların toplantılar için ekstra bir maliyet yükünün altına girmeleri de kaçınılmaz oldu. İşte bende birkaç farklı gönüllü grubun bir üyesi olarak bu yazımda toplantılar için kullandığımız alternatiflerden bahsetmek istiyorum.</p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiq8TcwJ4P3ogW4s8Z9xo_YG4tL8QKQpWtwBMAoEytwBX8F5iSuYldTwdfhc_6tXqZ2uhS1CpZX08sQU9rdR56BrUNteGjFeDimlTQukHch-XKpDtacIhAVkPNKxsbpBa4DBQZ3_HLcWSPc/s1000/zoom-alternatifleri.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="zoom-alternatifleri" border="0" data-original-height="563" data-original-width="1000" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiq8TcwJ4P3ogW4s8Z9xo_YG4tL8QKQpWtwBMAoEytwBX8F5iSuYldTwdfhc_6tXqZ2uhS1CpZX08sQU9rdR56BrUNteGjFeDimlTQukHch-XKpDtacIhAVkPNKxsbpBa4DBQZ3_HLcWSPc/s16000/zoom-alternatifleri.jpg" /></a></div><br /><b>Google Meet</b><p></p><p style="text-align: justify;">Tabi ki <b>Google </b>gibi bir şirketin bu<b> </b>alanda olmaması hayal dahi edilemez diye düşünüyorum. Ülkemizde çok fazla kullanıcısı olmadığından <b>Google </b>aslında bu servisini <b>Hangouts </b>ile birlikte yıllardır şirketlere halihazırda sunuyordu. Pandemi sürecinde <b>Zoom </b>gibi modüllerin piyasayı domine etmelerinden hemen sonra <b>Google </b>bir adım atarak <b>Hangouts Meet </b>adındaki bu özelliğini tüm <b>Google </b>üyeleri için ücretsiz hale getirerek, <b>Hangouts</b>'dan ayrı bir modül haline getirdi ve <b>Meet </b>adıyla tüm üyelere ücretsiz bir şekilde sundu. Şu an için <b>İOS</b>, <b>Android </b>için indirilebilir olan bu uygulamaya online olarak web tarayıcınızdan da bağlanabilirsiniz. Ayrıca toplantı kayıtlarını da <b>Google Drive </b>hesabınıza yedekleyebiliyorsunuz.<br /></p><p style="text-align: justify;"><b>Yandex Telemost</b></p><p style="text-align: justify;">Bir bilgisayar uygulaması da bulunan <b>Telemost</b>'ta <b>Yandex </b>tarafından geliştirilmiş bir başka alternatif... Aslında işlevsel olarak aşırı basit ve çok kullanışlı bir uygulama ancak kullanmak için <b>Yandex</b> hesabınızın olması gerekiyor.<b> </b>Belirtmek isterim ki belki profesyonel toplantılar için bu uygulama sorun oluşturabilirmiş gibi bana.Yaptığım denemelerde toplantının kaydını bilgisayarıma doğrudan kaydetti aslında ancak uygulama toplantı içeriğini kaydetmemiş. Yani uygulamanın penceresi görünüyor ancak uygulama penceresi içerisinde katılımcıların görüntülerini almamış. Muhtemelen yeni güncelleme ile düzeltilecektir ancak siz yine de uygulamayı kullanmadan önce deneme kayıtları yapmayı unutmayın.<br /></p><p style="text-align: justify;"><b>Skype Meet</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Skype</b>, aslında yıllardır görüntülü görüşmeye imkan vermesinden dolayı çok uzun zamandır kullanılan klasik bir yöntem haline geldi. Ancak <b>Zoom</b>'un alternatifi olması için <b>Meet </b>adında yeni bir alt servis ortaya çıkardı. <b>Skype Meet </b>ücretli bir versiyonu olan iş odaklı ve online toplantı amaçlı oluşturulmuş bir proje ancak 30 günlük deneme sürümü ile toplantı kayıtlarını bilgisayarınıza indirebiliyorsunuz. 30 günden sonra toplantı kayıtlarını alamayacağınız ücretsiz sürümle devam edebiliyorsunuz. Bu özelliğinden dolayı son sırada kendisinden bahsetmeyi tercih ettim.<br /></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0İstanbul, Turkey41.0082376 28.9783589-11.96938122777901 -41.3341411 90 99.2908589tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-61945803248670121172021-11-25T23:34:00.003+03:002021-11-25T23:34:22.201+03:00Sanal Evrenlere Merhaba Deme Vakti<div style="text-align: justify;">Geçtiğimiz aylarda sıkça konuşulan konulardan biri oldu bu sanal evrenler... Özellikle <b>Facebook</b>'un kurucusu <b>Mark Zuckerberg</b>'in <b>Meta </b>adında yeni bir şirket kurduğunu ve <b>Metaverse</b>, yani sanal dünyalara, yatırım planlarının olduğunu açıklamasından sonra tüm bloglarda, gazetelerde, haber sitelerinde, <b>Youtube </b>kanallarında konuşulmaya başlandı bu konu... Peki nedir arkadaş aslında bu <b>Metaverse </b>olayı, nedir bu sanal dünyalar?</div><div style="text-align: justify;"> </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjk7Ec2AtZlUXpjxTFEfHA86ZVeQZesJAN5Hu-dpU150k3phWHqJhrhODIrLasm-zq7Y6i5eOaYoocu0r_fG3Mn7fBBpeWCVFcdpKejsLmT5hfZAW7gyujgSxjjLtXAtlwHtJkU9n3aEtBS/s730/metaverse.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="metaverse-facebook" border="0" data-original-height="410" data-original-width="730" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjk7Ec2AtZlUXpjxTFEfHA86ZVeQZesJAN5Hu-dpU150k3phWHqJhrhODIrLasm-zq7Y6i5eOaYoocu0r_fG3Mn7fBBpeWCVFcdpKejsLmT5hfZAW7gyujgSxjjLtXAtlwHtJkU9n3aEtBS/s16000/metaverse.jpg" /></a></div><br /><div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;">Büyük bir çoğunluğumuzun izlediğini düşünerek doğrudan <b>Ready Player One </b>filminden yola çıkarak anlatacağım bu konuyu... <b>Ready Player One </b>filminde, dünyadaki tüm insanlar sanal gerçeklik gözlükleriyle bağlandıkları bir ağ üzerinden sanal bir dünyada kendi avatarlarını oluşturup, çeşitli görevler yapıyor, oyun oynuyor ve ticaret yapıyordu. İşte <b>Metaverse</b>'de tam olarak bu tarz bir sanal dünyanın inşasını konu ediniyor. İçin oyun oynayabilir, kendi avatarlarınızı oluşturabilir, <b>Metaverse</b> <b>Coin</b>ler ile alışveriş yapabilir, <b>NFT </b>projelerinizi satabilir ve yeni coinler kazanabilir daha sonra da bunları harcayabilirsiniz. Gerçek hayatta yaptığınız herşeyi sanal gerçeklik ortamında sanal bir dünya da sanal bir şekilde aynen yapabilirsiniz.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Araştırmacıların ve bazı teknoloji blogu yazarlarının göre bu çalışmalar ilerleyen zamanlarda zihnin aktarımı konusunu gündeme getirecek ve doğrudan insan zihninin bu sanal ortamlara aktarılmasıyla artık dijital yaşam döngüsünün hayatımıza gireceğini, <b>Metaverse </b>projesi ile <b>Neuralink </b>projelerinin bu ortak amaç uğruna ortaya atılmış birbirini tamamlayan iki proje olduklarını ve artık gerçeklik algımızın tamamen sanal dünya olacağına yönelik teorilerine dahi denk geldim. Ancak bence bu aşamaları düşünmek için henüz erken...</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><b>Metaverse </b>projesi bir blockchain projesi olarak karşımıza çıkıyor ve <b>Metaverse </b>hayatımıza girdikten hemen sonra oluşabilecek algıları konuşmak gerek... Özellikle ülkemizde, sosyal medya kullanımı konusunda yeterli eğitimi olmayan ebeveynlerin evlatlarına verebilecekleri tek eğitimin kısıtlama olduğunu, devlet politikalarının çıkarılan kanunlar ve yasal düzenlemelerle internet ortamında bulunan mecraları kendi düşüncelerine göre zararlı görmelerinden dolayı kısıtlamaya ve hatta kapatmaya çalışmalarını göz önünde bulunduracak olursak, <b>Metaverse </b>için endişelenmemize ya da düşünmemize daha çok var demektir. Öncelikle bu konuyu açıklığa kavuşturmalıyız. Engelleyerek hiçbir şeyi yok edemeyiz.</div>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-31804578282081298852021-10-24T22:28:00.001+03:002021-12-05T03:37:24.795+03:00Blog Projeleriniz İçin Neden Blogger Tercih Etmelisiniz?<div style="text-align: justify;">Genelde webmaster forumlarına ya da platformlarına baktığınızda insanların blog projeleri için sürekli olarak <b>Wordpress </b>tercih ettiklerini, <b>Blogger </b>için çekingen davrandıklarını görürsünüz. Ancak bana göre blog fikri zaten başlı başına bir hobi özelliği taşıyan ve tamamen insanların isteğine göre şekillenebilecek bir proje türü olduğu için bu işin en masrafsız hali <b>Blogger </b>en iyi seçenektir her zaman. Tabi ki birçok webmaster Blogger'ın yeterince profesyonel olmadığını <b>SEO </b>ve özgünleştirme konusunda <b>Wordpress</b>'in daha iyi olduğunu savunmakta ve bence bu konuda da sonuna haklı bir iddiayı desteklemekteler. Ancak "Neden <b>Blogger</b>?" sorusuna verebileceğim cevaplar her zaman aynı olacaktır.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrCS8nA0U4yfnKNRadbzV5kmnNYT9IbupahmwaweAytBMTs8K39M-MyWbmJcTybBQjRhg7Ku-dhExPKdFRAzAToNIYvDK23bKVZKS3fgW1RQdeI12pdkt7F9E7nm0ErXH-Ejeu7SFgUQ8G/s1200/blogger.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="blogger" border="0" data-original-height="630" data-original-width="1200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrCS8nA0U4yfnKNRadbzV5kmnNYT9IbupahmwaweAytBMTs8K39M-MyWbmJcTybBQjRhg7Ku-dhExPKdFRAzAToNIYvDK23bKVZKS3fgW1RQdeI12pdkt7F9E7nm0ErXH-Ejeu7SFgUQ8G/s16000/blogger.jpg" /></a></div><br /><div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;"><b>Ücretsiz</b></div><div style="text-align: justify;"><b> </b></div><div style="text-align: justify;">Bir kere blog konusu dediğim hobi amaçlı yapılıyorsa ve herhangi bir gelir amacı söz konusu değilse <b>Blogger </b>bence en iyi seçenek. Neden zaten gelir beklentin olmayan bir projenin altyapısı ve tanıtımı için gereksiz harcamalar yapasın ki? Ayrıca maliyet konusunu geçtim. <b>Wordpress </b>ile tüm ayarları kendin kontrol edebilmenden dolayı olay artık bir yerden sonra "şu ayarı da yapayım, şunu da düzelteyim öyle paylaşırım"<b> </b>gibi bir duruma düşüyor. <b>Wordpress </b>için sürekli gelen güncellemelerle arama motoru optimizasyonunu en iyi biçimde yapmak için yeni eklenti ya da eklentiler satın almak gerekebiliyor. Eğer sizde benim gibi hobi amaçlı bir proje hedefliyorsanız <b>Blogger </b>en güzel seçenek olacaktır.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><b>Kullanımı Kolay</b></div><div style="text-align: justify;"><b> </b></div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.ekyildiz.co/search/label/Blogger"><b>Blogger </b></a>çok tümleşik ve basit bir sistemdir. Tema değiştirmek ya da yeni tema yüklemek kolaydır. Kodlama bilmiyorsanız internette birçok ücretsiz Türkçe tema bulabilirsiniz. Dahası yazı eklemek, paylaşmak, gönderi oluşturmak, ayar yapmak oldukça kolay ve basittir. Hiçbir kodlama dili bilmenize ya da profesyonel biri olmanıza gerek yok. Her işinizi basit bir şekilde halledebilirsiniz ve bunları ücretsiz bir altyapı ile ömür boyu saklayabilirsiniz.<b> </b><br /></div>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-9227804449427893582021-10-23T00:18:00.001+03:002021-10-23T00:18:10.757+03:00Sendikalar İçin Teknolojik Tavsiyeler<p style="text-align: justify;">Uzun süredir, hatta blogumu ilk açtığım günden beridir, sendikalarla ilgili birtakım makaleler yazıyor ve birilerine ulaşmaya ve ulaştırmaya çalışıyorum. Ancak gördüğüm o ki eleştirilerimin birçoğu gözler önüne serilirken verdiğim tavsiyelerin birçoğu da ne yazık ki kulak arkası edilmeye hep devam ediyor. Her başarılı <b>sendika</b>dan görmeyi beklediğimiz hareketler bunlar...</p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkghXd3QZbq2-oQmgQTLqNQLZdktv5aDRc4TBMFytJAUuYfIlUMm9D8kz3Zi0ZW4Z7uZC1PzX7hd_fM74Fm7zFp_qbnSmvzgxbR5TyIrAPQlv84nv_PYdxUpTxBtYqEwtgpK8hh2-nurf1/s786/teknoloji.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="sendika-teknoloji" border="0" data-original-height="401" data-original-width="786" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkghXd3QZbq2-oQmgQTLqNQLZdktv5aDRc4TBMFytJAUuYfIlUMm9D8kz3Zi0ZW4Z7uZC1PzX7hd_fM74Fm7zFp_qbnSmvzgxbR5TyIrAPQlv84nv_PYdxUpTxBtYqEwtgpK8hh2-nurf1/s16000/teknoloji.jpeg" /></a></div> <p></p><p style="text-align: justify;">Neyse ki bu yazımda başlıktan da anlaşılabileceği üzere "başarılı sendika nasıl olur" ya da "işçinin hakkını hangi sendika daha iyi savunur" gibi değil de "teknolojiyi sendikalar nasıl kullanmalıdır ve kullanabilir" bir öneriler zinciri şeklinde sizlere bir yazı sunmayı düşünüyorum. Öncelikle belki de daha önce yazdığım yazılarımda söylediklerimi tekrarlar nitelikte bilgiler vereceğim ancak bu sefer biraz daha istatistiklerle ve net bilgilerle konuşmayı düşünüyorum. Şimdi isterseniz hemen başlık başlık başlayalım ya da konuyu okumak için biraz daha bekleyin ve yeni yazacağım <b>e-kitabı</b> ücretsiz indirerek okumayı deneyin. Tabi kitap biraz daha detaylı ve bol içerikli olacak...<br /></p><p style="text-align: justify;"><b>Youtube</b></p><p style="text-align: justify;">Dünya üzerinde yaklaşık 2.3 milyar üyesi bulunan <b>sosyal ağ</b>, özellikle ülkemizde medyaya başkaldırı gösteren eski TV kanalı yayıncılarının ve amatör sunucuların sığındıkları ilk mecra olma özelliğini taşıyor. Özellikle muhalif bir görüş benimsiyorsanız <b>Youtube</b>'da kendinize has bir kitle edinmeniz oldukça kolay oluyor. Tabi ki her sendika doğası gereği muhalif olmak zorundadır. Buradan hareketle <b>Youtube </b>sendikaların yaptıkları işleri, eğitimlerini, hizmetlerini ya da düzenledikleri basın açıklamalarını yayınlayabilecekleri muhteşem bir ortam olarak karşımıza çıkıyor. İnsanların ilgisini çekmek, kullanıcıları kendinize abone etmek ya da beğeni sayılarınızı artırmak için diğer sendikaları kışkırtmanıza gerek yok. Bir <b>sendika uzmanı </b>olarak paylaşabileceğiniz şeylerin listesini çıkarın ve bunları yayınlamaya başlayın.</p><p style="text-align: justify;"><b> Twitter & Facebook</b></p><p style="text-align: justify;">Artık sosyal medya kelimelerini kullandığımız anda aklımıza ilk gelen platfromlar olan <b>Twitter </b>ve <b>Facebook </b>hakkında çok fazla detaylı şeyler yazmama gerek olduğunu düşünmüyorum. <b>Twitter</b>'ın etiket özelliği ile <b>Facebook</b>'un gruplar özelliği zaten <b>sendikalar </b>tarafından aktif olarak kullanılan ve belli bir kampanya ile alakalı ilk başvurdukları yöntemler oluyor. O yüzden sizlere biraz daha farklı ve şaşırtıcı şeyler sunmam gerektiğini düşünüyorum.</p><p style="text-align: justify;"><b>Instagram</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Instagram </b>konusunda sizi çok fazla şaşırtacak şeyler söylemeyeceğim. Sonuçta <b>sendikada </b>yenen yemeklerin resimlerini ya da sadece <b>sendika </b>binasının fotoğrafını paylaşacak değilsiniz. Instagram ile oluşturduğunuz bir kampanyanızı desteklemek biraz zor olacaktır. Ancak burayı bir duyuru ve anlık canlı yayın aracı olarak kullanabilirsiniz. Takipçilerinize, hikayeler ve gönderiler paylaşarak kampanyalarınızın duyurularını yapabilir ve <b>canlı yayın</b> özelliği ile basit bir telefon aracılığıyla eğitimlerinizi ya da etkinliklerinizi üyelerinize anında ulaştırabilirsiniz.</p><p style="text-align: justify;"><b>Tumblr</b></p><p style="text-align: justify;">Aslında bundan 8 yıl önce gerçekten popüler ve adından sık sık söz ettiren bir platformdu <b>Tumblr</b>.<b> </b>Son dönemde şirketin zor bir süreçten geçmesi ve sürekli olarak el değiştirmesi, gündemden düşmesi ve platforma yenilikler gelmemesi, bu platformun kullanılırlığını azalttı. Ancak <b>sendikaların</b> etkinliklerinde ve projelerinde kullanabilecekleri blog eksikliğini çok kolay ve basit bir şekilde giderebilecek bir platform. Düzenlenecek etkinlikler için bilgilendirici metinlerin olduğu, <b>sosyal medya</b> üzerinde yapılan paylaşımların bir araya toplandığı bir <b>dijital almanak</b> oluşturmak için kullanılabilir. Son derece kullanışlı ve güzel bir sunumla büyük bir etki bırakabilecek biçilmiş bir kaftan.</p><p style="text-align: justify;"><b>E-Posta</b></p><p style="text-align: justify;">Haftalık ya da aylık bültenler, <b>sendikalar </b>ve araştırmacılar için mükemmel bir takip aracıdır. <b>Sendikalar </b>yaptıkları faaliyetleri bu bültenlerle yayınlayarak online varlıklarını üyelerine ve meraklılarına paylaşabilir ve böylece kendi takipçi kitlelerine haftalık ya da aylık<b> </b>bilgilendirmeler yapabilir.</p><p style="text-align: justify;">Şimdilik bu konular hakkına basit bilgiler vermeyi yeterli buluyorum. Çok daha detaylı bir bilgilendirme için elektronik kitabın daha doğru bir kaynak olabileceğini düşünüyorum.<br /></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-22553951828213828252021-10-09T22:57:00.002+03:002021-10-11T21:17:52.153+03:00Sendikalarda İnsan Kaynakları Süreçleri<p style="text-align: justify;">Bildiğiniz üzere bir süredir dil eğitimi için yurtdışındaydım. Artık Türkiye'ye dönüş yaptım ve klasik iş arama süreçlerine girdim. Bir süredir tekrar sendikalarda iş bulmak için emek sarfediyorum. Aslında yine eski yazılarımdan birinde de bahsetmiştim: <b><i>İş aramak tam zamanlı bir iştir</i></b>. Bende bu kuralla hareket ederek, iş arama sürecimde acele etmeden serin kanlılıkla tüm yakın ilişkilerimi kullanmaya ve yeni çevreler edinmeye çalışıyorum. Ancak sendikalarda iş bulmak ne yazık ki bilgisayar başında oturup <b>Linkedin </b>ya da <b>Kariyer.net</b> gibi internet sitelerinde yayınlanan ilanlara başvurmak kadar basit olmuyor.</p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0ErkQ2On110lQmplhHCuY5Vfocnk7YtHxTRatBFPFKrk_BC-zkpohAoa68uBKAIYvilLQhaYQc2wsd7TJFv9MvUsBMSvd_lH0CdpiMTk7bx-wieHNUB3EzjoAyWqXLN5fRLrfICtOc45j/s832/sendika.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="sendika" border="0" data-original-height="468" data-original-width="832" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0ErkQ2On110lQmplhHCuY5Vfocnk7YtHxTRatBFPFKrk_BC-zkpohAoa68uBKAIYvilLQhaYQc2wsd7TJFv9MvUsBMSvd_lH0CdpiMTk7bx-wieHNUB3EzjoAyWqXLN5fRLrfICtOc45j/s16000/sendika.jpg" /></a></div> <p></p><p style="text-align: justify;">Daha önceki yazılarıma yine atıfta bulunmam gerekirse sendikaların personel profillerinden ve iç yapılarından bahsetmiştim. Bu konulara daha fazla değinmeyeceğim. Burada bahsetmek istediğim şey ise iş arama süreçlerinde başımdan geçenleri genel geçer bir şekilde sizlere aktarmak. Öncelikle <b>sendikalarda çalışmak </b>isteyen biriyseniz bu kararınızı iki defa düşünün. Bunun nedeni <b>sendikal kariyer</b>iniz ve tecrübeniz sendikalar dışında başka hiçbir kurumda işe yaramaz. Özellikle <b>özel sektör</b>e yaptığınız başvurular saniyesinde red edilir. Bu yüzden bu konuda nasıl bir <b>kariyer planlaması</b> yapacağınıza önceden karar vermelisiniz.</p><p style="text-align: justify;">Kesinlikle ama kesinlikle işe uygun eleman alınmasını beklemeyin. Alice ile birlikte Harikalar Diyarı'nda yaşamıyorsunuz. Burası bir sendika, burada her zaman elemana uygun iş uydurulur, işe uygun eleman bulmak işçinin hakkını savunan kurumlara göre bir şey değildir. Nerede bir akraba, bir tanıdık ya da bir gün işimize yarayabilecek, işimizi görebilecek biri varsa ilk onu alalım düşüncesiyle hareket eder işini hakkıyla yapan sendikalar... Yoksa toplu iş sözleşmesinde işe yarayan bir hamle yapabilecek bir <b>toplu iş sözleşmesi uzmanı</b>na ya da uluslararasında yerimizi iyi bir konuma getirebilecek bir <b>dış ilişkiler uzmanı</b>na ya da sendikamız bünyesinde yeni işyerleri örgütleyebilecek bir çevresi olan <b>örgütlenme uzmanı</b>na neden ihtiyaçları olsun ki bu güçlü sendikaların... Lütfen ama bu konular zaten zamanla kendiliğinden rayına oturabilecek işler, hiçbir şey olmadı en kötü işveren işçilerinin hakkını layıkıyla savunan bir toplu iş sözleşmesi hazırlar, bizim bu işin ehli sendikacılarımız da onu imzalar. Bu işin ehli sendikacılarımızın bunlardan çok daha önemli işleri de vardır. Antalya'da, Bursa'da, Erzurum'da, Muğla'da ya da Niğde'de başkanlar kurullarını toplayıp sonraki seçimin hazırlıklarını konuşup tatil yapmaları lazım.</p><p style="text-align: justify;">İşin latifesi bir tarafa ne yazık ki ülkemizdeki sendikalar profesyonel yapıya erişmedikleri için, sendikacılarımız da profesyonelliği sadece bir seçim propagandası olarak kullandıkları için sendikalarda insan kaynakları süreçleri konusunda bir gelişmeden ya da benzeri bir durumdan söz etmem mümkün değil. Sadece size söylebileceğim eğer ki gerçekten severek yapabileceğinize inanmıyorsanız, yol yakınken <b>sendikal kariyer</b>den uzak durmanız.</p><p style="text-align: justify;">Bana sorarsanız "sen neden devam ediyorsun? diye. Ben gerçekten <b>sendikal kariyer</b> hedefleyen ve sonuna kadar bu kariyerin meyvelerinden faydalanabileceğimi düşündüğümden dolayı bu konuda halen daha ısrarcıyım. Benim gibi düşünen değerli uzmanlar, umarım bir gün yollarımız kesişir ve sizlerle tanışma fırsatını elde edebilirim.<i> Görüşeceğimiz güne kadar, sevgiyle ve özellikle sabırla kalın...</i><br /></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-69880698814313742612021-10-08T10:15:00.003+03:002021-10-08T10:15:57.888+03:00Çelik Kadar Sağlam Platform: Twitter<p style="text-align: justify;">Geçtiğimiz günlerde yaşadığımız o büyük Facebook Grubu'nu oluşturan servislerin kesintisini hatırlarsınız. <b>İnstagram</b>, <b>Whatsapp </b>ve <b>Facebook</b>'a 6 saat boyunca ulaşamadık ve <b>Twitter </b>ve <b>Telegram</b> için adeta bir şahlanış günü oldu. Hatta o kadar ki <a href="http://www.ekyildiz.co/search/label/Twitter?&max-results=16" rel="nofollow"><b>Twitter</b></a>, anlık aktif kullanıcı sayısındaki artıştan dolayı kullanıcıların mention ve twit akışlarını göremediklerini ve bu problemlerin kısa sürede giderildiğini açıklayan bir özür twiti yayınladı. Ayrıca kullanıcıların raporlarına göre de <b>Telegram</b>'da yoğunluktan dolayı yavaşlık yaşandığı bildirildi.</p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgBi7Zo3UUYn1-JhemsN3XL31azRSxsY-n9vNl0lpyrGkwC3pYHkGvMcWhk2jMHzOgZbjIDl9VBdOb5ruasdIlgUT6QWIK9e_fPB-4tASGX0Zxyr121NrMVuxTIn_iIg7eKrRtfIgpoyLNi/s525/twitter.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="twitter" border="0" data-original-height="295" data-original-width="525" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgBi7Zo3UUYn1-JhemsN3XL31azRSxsY-n9vNl0lpyrGkwC3pYHkGvMcWhk2jMHzOgZbjIDl9VBdOb5ruasdIlgUT6QWIK9e_fPB-4tASGX0Zxyr121NrMVuxTIn_iIg7eKrRtfIgpoyLNi/s16000/twitter.jpg" /></a></div> <p></p><p style="text-align: justify;">Peki <b>Facebook </b>mühendisleri nasıl oldu da bu duruma müdahele edemedi? Bu sorunun cevabına geçmeden hemen önce biraz klasik olarak bu ve benzeri durumların her yaşanmasında ortaya atılan iddialardan bahsetmek gerek... Klasik bir kere Facebook'un hacklenmesi dedikodusu kesinlikle döndü hatta ve hatta <b>Twitter </b>CEO'su <b>Jack Dorsey</b>'de bu muhabbete katıldı. Bir kullanıcı <b>Facebook</b>'un hacklenerek alan adının satışa çıkarıldığını gösteren bir twit attı ve <b>Jack Dorsey</b> ise fiyatını sordu. Reklamın iyisi kötüsü olmaz. <b>Jack Dorsey</b>, alaycı bir üslupla da olsa <b>Twitter</b>'ın gücünü bir kere daha ortaya koydu.</p><p style="text-align: justify;">Bunun haricinde <b>Facebook</b>, <b>İnstagram </b>ve <b>Whatsapp </b>bilgilerimizin sızdırıldığı ile ilgili dedikodular zaten döndü ve sürekli olarak dönmeye devam ediyor. Burada sıradışı olan taraf kullanıcı sayısındaki abartıdan geliyor. Kesintinin 6 saat sürmesinden dolayı çalınan profillerin sayısı da fazlalaştı. Tam tamına <b>1.5 milyar profil</b> bilgisinin çalındığı iddia edildi. Ancak hem Amerika'nın önde gelen üniversitelerinden hem de dünyanın en büyük siber güvenlik firmalarından olan <b>Karspersky</b>'den gelen açıklamalarla böyle bir durumun olmadığı bilgisi verildi.</p><p style="text-align: justify;">Kesintinin ilerleyen saatlerinde öğrendik ki <b>Facebook </b>bir açıklama yaparak bu durumun nedenlerini blog sayfasında tüm dünya ile paylaştı. <b>Facebook </b>yaptığı açıklamada “<i>Bir altyapı sorunu yaşadık, sorunu çözebilecek materyallerimiz de hata verdiğinden dolayı süreç uzadı</i>.” diyerek süreç hakkında bilgi vererek tüm iddialara açıklık getirmiş oldu.</p><p style="text-align: justify;">Şimdi tüm bu dedikoduları bir kenara bırakarak çelik gibi sağlam platform <b>Twitter</b>'a bakalım. Bir anda gelen kesinti ile birlikte <b>Twitter </b>tarihindeki en fazla anlık aktif kullanıcıya ulaşan platform bu gibi durumlara daima hazır olduklarını sadece o anda yaşanan aşırı yüklenmenin beklediklerinden çok daha fazla olduğundan dolayı bazı servislerde çok kısa süreli bir kesinti yaşadığını duyurdu. Kullanıcıların güvenilir limanı olarak dimdik ayakta duran <a href="http://www.ekyildiz.co/search/label/Twitter?&max-results=16"><b>Twitter</b></a>, <b>Facebook </b>bünyesindeki platformlarda yaşanan kesinti fırsatını iyi değerlendirmişe benziyor.</p><p style="text-align: justify;"><b>Twitter</b>'ın yanı sıra <a href="http://www.ekyildiz.co/search/label/Telegram?&max-results=16"><b>Telegram</b></a>'da aynı şekilde kendini öne çıkaran ve yoğunluk yaşamasına rağmen ayakta kalan platformlardan biri oldu.<br /></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-49107857266324144702021-09-09T11:42:00.003+03:002021-09-09T11:42:36.458+03:00İşgücünün Yeni Tehdidi: Tesla Bot<p style="text-align: justify;">Geçtiğimiz günlerde yapılan bir etkinlikte yer alan Elon Musk, Tesla'nın yeni bir ürününü tanıttı. Hepimizin bildiği üzere Tesla, şu anda dünya üzerinde elektrikli otomobiller konusunda çığır açan ve sektöre liderlik eden bir şirket... Ürettiği otomobillerdeki otomatik pilot özelliği ise özellikle Amerika'da oldukça popüler konumda.</p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3HwzIvPry8Nv4RnXOxOkSjZIwMIfytKlKGpnjzsWYVDp4giUnC8ZfOtRMqjtPJzC1oSSHf5Zn3UUraqLchU-4oPQ9F2M7Nina4EeGyspb-NfR3LdJ5qu3nduExfn4fuOeRGF-nSRXtpnD/s700/tesla_AI_day_tesla_bot_image_1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="tesla-bot" border="0" data-original-height="438" data-original-width="700" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3HwzIvPry8Nv4RnXOxOkSjZIwMIfytKlKGpnjzsWYVDp4giUnC8ZfOtRMqjtPJzC1oSSHf5Zn3UUraqLchU-4oPQ9F2M7Nina4EeGyspb-NfR3LdJ5qu3nduExfn4fuOeRGF-nSRXtpnD/s16000/tesla_AI_day_tesla_bot_image_1.jpg" /></a></div><br />Elon Musk son zamanlarda sürekli olarak SpaceX projesi ile gündeme gelse de geçtiğimiz günlerde katıldığı bir etkinlikte Tesla'nın yeni ürünü olan Tesla Bot'u tanıttı. Peki nedir bu Tesla Bot? Tesla Bot, belki "I am Robot" filminden de hatırlayabileceğiniz gibi ev işleri ve basit işlerde yardımcı olması amacıyla üretilmiş bir robot. Özellikle filmi hatırlayanların aklına ya bu robotta filmdeki gibi cinayet işlemeye kalkarsa diye düşünebilirsiniz. Öncelikle Elon Musk, bu konuyla alakalı tüm önlemleri aldıklarını açıklamış. Saatte 5km'den fazla hızlı olamayacak, anlık olarak kapatma imkanı sunulacak gibi birtakım önlemler alınmış durumda.<p></p><p style="text-align: justify;">Peki bu Tesla Bot işgücü açısından ne gibi sorunlar ya da çözümler ortaya çıkarıyor bir göz atalım isterseniz. Aslında bir işletmeci olarak düşünüldüğünde basit birtakım işler için (eşya/ürün taşınması, hammaliye işleri, restaurantlar için garsonluk, hizmet sektörü için müşteri ilişkileri ya da halkla ilişkiler gibi) son derece kolaylaştırıcı bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. İşletme ve müşteri arasında köprü vazifesi görebilecek bir ürün olan bu Tesla Bot'ların çalışma presipleri ve çalışma alanları da oldukça genişletilebilir. Örneğin, ülkemizde çok yaygın olmayan ancak özellikle Amerika, Avsutralya gibi ülkelerde oldukça yaygın olan evcil hayvan gezdirme işleri ya da yemek sipariş teslimatları gibi işlerde son derece kullanışlı olacağı kanaatindeyim. Ülkemizdeki Getir gibi Uber Eats şeklindeki kuruluşlar maliyetleri azaltmak için bu ürünü test edeceklerdir. </p><p style="text-align: justify;">Bu durum bu alanda çalışan vasıfsız işgücü olarak nitelendirebileceğimiz herhangi bir beceri ya da eğitim gerektirmeyen işkollarında çalışan insanlar için yeni bir tehdit olarak görülebilir. Bununla ilgili olarak Elon Musk ise çözüm niteliğinde olabilecek bir öneri sunuyor: Vatandaşlık Maaşı... Yani her insana vatandaş oldukları devletlerden ödenecek ve temel yaşam masraflarını karşılayabilecekleri bir maaşın ödenmesi. Peki sadece bir hastalıkla bile son derece derin bir şekilde sarsılan dünya ekonomisi bunu kaldırabilecek mi? Bu vatandaşlık maaşı uygulamasının dünya üzerindeki tüm devletler tarafından uygulanabilecek mi? İnsanlar arasındaki eşitliklerin sağlanması konusunda vatandaşlık maaşı yeterli olacak mı? Daha bu konuyla alakalı sorulabilecek birçok soru dururken Tesla Bot'a çözüm olarak üretilebilecek farklı yollarında olabileceği düşüncesindeyim.<br /></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-26949968051980579152021-08-18T10:34:00.003+03:002021-08-18T10:34:28.398+03:00Yeni Bir Gelir Kaynağı: Twitter<p style="text-align: justify;">Bildiğiniz üzere Twitter, mikro blog olarak adlandırdığımız ve temelde sms kullanımını ilham alarak ortaya çıkan bir sosyal medya platformu. Şu anda hali hazırda dünya genelinde 340 milyon üyesi bulunan bu platform artık içerik üreticiler ve fenomenler için yeni bir gelir kaynağı haline gelmek üzere. Super Follows özelliğini çok önceden duyuran Twitter, bu özellikle birlikte YouTube'da hali hazırda uygulanan Katıl butonunu örnek almış diyebiliriz. 18 yaşından büyük, en az 1000 takipçisi olan hesaplarda menüdeki Para Kazan butonu ile erişilebilen özellik için son 30 içinde en az 25 tweet atmış olmalısınız. Kısacası aktifliğinizi kanıtlamalısınız.</p><p style="text-align: justify;"> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4UqzWAhHcnbnNd7wtFPbar_1UVs5wraLM9vFGFAUDRt1JUMbO6CRjK_00EQkE65FjgSKHlHVvUyM8aZdaYgVFuFs-Z2I37sPiPyEfnlhx5nyUNcDoH1epEbP4AjcIPD1YUhA00tWDT4H8/s960/twitter-spaces-super-follows-min.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="twitter-spaces-super-follows" border="0" data-original-height="540" data-original-width="960" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4UqzWAhHcnbnNd7wtFPbar_1UVs5wraLM9vFGFAUDRt1JUMbO6CRjK_00EQkE65FjgSKHlHVvUyM8aZdaYgVFuFs-Z2I37sPiPyEfnlhx5nyUNcDoH1epEbP4AjcIPD1YUhA00tWDT4H8/s16000/twitter-spaces-super-follows-min.jpg" /></a></div><br />Bunun yanısıra Club House'un ortaya çıkardığı sesli konferans özelliğini Spaces adıyla kendisine entegre eden Twitter, buradan da yeni bir gelir modeli oluşturuyor. Artık burada yapılacak sesli konferanslarda bilet satışı yapılabilecek. Özellikle bilet fiyatlarının uygun bir seviye de tutulması ve konuşmacıların ilgi çekici olması ile özellikle pandemi döneminde kendi ilgi alanında bilgi almak isteyen kullanıcılar için gayet kullanışlı bir özellik olabilir.<p></p><p style="text-align: justify;">Ayrıca Facebook gibi alışveriş sekmesini de denemeye alan Twitter, özellikle gelir modelleri konusunda son dönemlerde büyük bir atılım yapmaya başladığını görüyoruz. Aslında geç kalınmış bir hamle mi yoksa yapılmaması gereken bir durum mu emin olamıyorum. Ancak pandemi süreci içerisinde kullanıcıyı kendine sadık hale getirmek ve ondan olabildiğince faydalanmak sosyal ağların temel prensibidir. Kullanıcıların yaptıkları her hareketi takip etmek ve bu hareket doğrultusunda özellikler geliştirmek ya da entegre etmek, sosyal ağların bu piyasada tutunmalarını sağlayacak yegane şeydir.<br /></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-71004661057655211222021-08-13T16:54:00.002+03:002021-08-13T16:54:26.237+03:00Yerli Sosyal Ağlarda Eski Ama Yeni Bir Girişim: Yaay<p style="text-align: justify;">Daha önceki yazılarımda sürekli <b>yerli sosyal ağ</b> platformlarından, gelişimlerinden ve bunların eksikliklerinden sık sık bahsettim. Aslında ülkemizde yerli bir sosyal ağın nasıl olması gerektiği ve yerli sosyal ağ mantığının neden hep eksik kaldığını az çok hepimiz biliyoruz. Yetersiz reklam bütçeleri, yatırımcı desteklerinin az olması, melek yatırımcı dediğimiz konuların ne yazık ki ülkemizde çok fazla işleyen bir mekanizma olmaması gibi nedenler hep karşımıza çıkıyor. Daha öncesinde yapılmış birçok projenin tekrar etmesi de bu konuda yapılan hatalardan birtanesi...</p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhqO2O1iSYcEPEQElO2tZfyHM8DJRTEHn56LqHaIUKyVQDavgp6dYdtKuEEcpjIw2_VsP3ZQTRsDJnYyfeT6s8koo5k6jUT_VFg3LgkQ6syrst-pJm8aLzWirPf6GZFOZm8eOq7T3NeL7wP/s840/yaay.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Yaay" border="0" data-original-height="471" data-original-width="840" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhqO2O1iSYcEPEQElO2tZfyHM8DJRTEHn56LqHaIUKyVQDavgp6dYdtKuEEcpjIw2_VsP3ZQTRsDJnYyfeT6s8koo5k6jUT_VFg3LgkQ6syrst-pJm8aLzWirPf6GZFOZm8eOq7T3NeL7wP/s16000/yaay.jpg" /></a></div><br /> <p></p><p style="text-align: justify;">Daha önce karşımıza çıkan projelerden birtanesi olan <b>Yazbee</b>'de ne yazık ki benzer nedenlerden dolayı tutunamamış ve kapanmıştı. Arkasında teknoloji alanında ülkemizdeki önde gelen firmalardan biri yer alsa da yetersiz kaynak sebebiyle altyapı maliyetlerini karşılayamamış ve borçlarına istinaden projeye el konulmuştu. Şimdi ise projeye el koyan <b>Türk Telekom</b> bu projeyi kendi bünyesinde <b>Yaay </b>adıyla yeniden hayata geçirdi. <b>Yazbee</b>'nin tüm özelliklerini aynen olduğu gibi elinde tutarak sadece renk değişimi ile yeniden alan <b>Türk Telekom</b>'un bu iş öyle çok büyük bir bütçe ayırdığını düşünmüyorum. Ancak ülkemizin en büyük şirketlerinden birinin bu konuda atılım yapmasının yararlı olduğunu görüyorum. En azından <b>Yaay</b>, altyapı konusunda ve reklam konusunda diğer oluşturulan projelere oranla yetersiz kalmayacak ve arkasında büyük bir teknik destek gücünün olduğunu hissettirecektir.<br /></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-92203590295380048722021-08-13T16:21:00.002+03:002021-08-13T16:55:38.932+03:00Yetmez mi? Hızlı ve Öfkeli 9?<div style="text-align: justify;"><div style="text-align: justify;"> Ne kadar hızlı da olsan ne kadar
öfkeli de olsan 9 film olmuş ve daha dokuzuncu film girmeden yapımcılar
10 ve 11 için de anlaştıklarını ve çalışmalara başladıklarını
duyurmuşlar. Şunu kabul etmeliyiz ki seri olarak kesinlikle beğendiğim
ve takdir ettiğim bir seri... İlk filmler son derece başarılı ve <b>Need
for Speed</b> tayfası için bulunmaz bir nimetti.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7MmQEl94ZKR6Fqf7oYE7OwDLgrYT2keJwZUegqtlauxQdVmVD4efMqQLaW-WKPeYgzIpcsXQBJWJDwsx1I-AkTV36OGDvwTg0Sm4YKBMn1rsi2HDjAGrO3t-97P0iaSZbrKv8eqp1cFT3/s1280/hizli-ve-ofkeli-9.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="hizli-ofkeli-9" border="0" data-original-height="720" data-original-width="1280" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7MmQEl94ZKR6Fqf7oYE7OwDLgrYT2keJwZUegqtlauxQdVmVD4efMqQLaW-WKPeYgzIpcsXQBJWJDwsx1I-AkTV36OGDvwTg0Sm4YKBMn1rsi2HDjAGrO3t-97P0iaSZbrKv8eqp1cFT3/s16000/hizli-ve-ofkeli-9.jpg" /></a></div><br /><div style="text-align: justify;"></div>İlk
filmin çıktığı dönemlerde internet kafelerde millet <b>Need for Speed</b> ile
hız sınırlarını zorluyorken, film piyasaya sürülünce herkes kendinden
geçmişti. Oyun ekranlarında hayallerini süsleyen arabaların gerçekte
varolduğunu ve sokak yarışlarının gerçekten yapıldığını gören oyuncular
oyunu daha bir heyecanla oynamaya başlamıştı. Tabi ki film oyundan bağımsız bir şekilde ilerledi ancak o ilk film birçok oyuncunun hala hayallerinin filmidir. Ancak dediğim gibi her güzel şeyin ne yazık ki bir sonu olmalı.<br /></div><div style="text-align: justify;"> </div><div style="text-align: justify;"><b>Hızlı ve Öfkeli 9</b> filmine gelecek olursak, serinin her filminde olduğu gibi sürekli bir aksiyon var ve bu aksiyon film boyunca hiç sıkmıyor ancak bazı mantık hataları ile konunun sürekli olarak Toretto ve ailesi etrafında işlenmesi artık yeter dedirtiyor insana. Arabalar yine her zaman ki gibi harika ve ekipte bulunan Tej Parker'ı artık müthiş derecede abartılmış bir karakter olarak buluyorum. Benim anlam veremediğim bu adam ilk filmlerde sadece sokak yarışları düzenleyen ve araç modifiyesinden çok iyi anlayan bir adamdı. Sonra ne oldu da uzay fiziği konusunda bu kadar bilgi sahibi oldu ve arabayla uzaya çıkabilecek kadar hesaplama yapmayı öğrendi. Burada büyük bir abartı olduğu görüşündeyim. Bununla birlikte artık Dominic Toretto ve ailesi konusunun da son baymaya başladığını ve yeter artık dedirttiğinin sonuna kadar arkasındayım.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Aksiyon konusunda film arayışı içindeyseniz ve konuya artık çok takılmam ister uzaya gitsinler ister yerin dibine girsinler aksiyon olsun bana yeter diyorsanız bu filmi kesinlikle izleyebilirsiniz.<br /></div><br />Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-75307489282944094762021-08-09T01:02:00.007+03:002021-12-05T03:38:22.663+03:00Sınırsız Eğitim Kaynağı: Udemy<p style="text-align: justify;">Aslında çok uzun süredir takipçisi olduğum ve içeriklerinden yararlandığım sitelerin başında gelir <b>Udemy</b>... İçerisinde birçok profesyonel eğitmenden farklı farklı konularda eğitimlerin bulunduğu bir uzaktan eğitim portalıdır kendisi. Belki eski olanlar hatırlar muhtemelen ilk olarak bir Oblogi adındaki Türkiye'nin ilk sosyal medya projesi ile tanımış olduğumuz Levent Cem Aydan'ın kurmuş olduğu bir <b>e-okul.co</b> projesi vardı. Eğer bu platformu biliyorsanız <b>Udemy</b>'de sıkıntı çekmezsiniz.</p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjU8S7WkrQYVrzzggxWARNRUhgHlHaZO5LghD9ctOnuJGhOJXI_u50l7Aax3TNsfL7dCL8k-m8j1pr08db6fSGLMWZFgoMMeQqWqeK-GGLHojBmydiAPTaMwABMvcKt2IUG-vFWtSLQQvc_/s732/Udemy_Logo-min.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="udemy" border="0" data-original-height="316" data-original-width="732" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjU8S7WkrQYVrzzggxWARNRUhgHlHaZO5LghD9ctOnuJGhOJXI_u50l7Aax3TNsfL7dCL8k-m8j1pr08db6fSGLMWZFgoMMeQqWqeK-GGLHojBmydiAPTaMwABMvcKt2IUG-vFWtSLQQvc_/s16000/Udemy_Logo-min.jpg" /></a></div>Ne yazık ki Oblogi gibi e-okul.co'da bir süre sonra yayın hayatına son vermişti. İçerisinde gayet başarılı eğitimler olmasına rağmen beklenen ilgiyi görememişti. Ancak Udemy, o dönemlerde e-okul.co'nun görmeyi beklediği ilginin kat be kat fazlasını günümüzde görmüş durumda. Milyonlarca dolar yatırım alarak ülkemizden çıkmış ilk milyar dolar değerlemeye ulaşmış projedir kendisi.<p style="text-align: justify;">İçerisine girdiğinizde adeta derya deniz... Göz alabildiğine eğitimle dolu olan bu platformda sadece belli konularda değil her konuda eğitim bulabilirsiniz. Hukuktan programlamaya, yabancı dilden kişisel gelişime ücretli ya da ücretsiz binlerce eğitim var. Bu eğitimleri de sadece Türkiye'deki eğitmenler değil yurt dışından da birçok eğitmenin verdiğini unutmayın. Yani ingilizceyi bir ingilizin anlatımıyla öğrenebilirsiniz. Ayrıca eğitimlerin fiyatlandırmaları da son derece uygun.</p><p style="text-align: justify;">Eğitimlerin fiyatlandırmalarını her eğitmen kendisi belirlediği için aşırı pahalı eğitimlerle karşılaşmanız çok sık rastlanan bir durum değil. Tabi ki çok pahalı olan ancak değerini hak eden eğitimler de var ancak kendimden örnek vermem gerekirse ben iki adet <b>YDS</b> eğitimini toplamda <b>70 TL</b> gibi çok uygun bir fiyata satın almıştım. Sizde kendinize göre olan eğitimleri bulup bu eğitimleri son derece uygun fiyatlara satın alabilirsiniz.<br /></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-645227321601590162021-06-20T12:35:00.002+03:002021-08-08T08:50:19.089+03:00Hizmet ve Fayda İlişkisi: Ankara Havaalanı Örneği<div style="text-align: justify;"> Hizmet ve fayda, hizmet alan ve hizmet veren arasındaki memnuniyet ilişkisinin en temel ilişkisidir. Hizmet alan, yani müşteri, her zaman en yüksek faydayı sağlayabileceği hizmeti en uygun fiyatlandırma ve maliyet ile almak ister. Hizmet veren ise, yani işletme, her zaman en yüksek karı sağlamak için minimum maliyet ve maksimum fiyatlandırma ile sürekli olarak hizmet vermek ister. En temel de baktığımızda basit bir şekilde bir mahalle bakkalının 1TL'den satabileceği bir çikolatayı karını en yüksek seviyede tutabilmek için 2TL'den satması şeklinde yorumlayabilir. Müşterinin ise o bakkaldaki 2TL'lik çikolata yerine en uygun maliyet ve en yüksek fayda düşüncesi ile hareket etmesinden dolayı 0.50TL'lik çikolataya yönelmesini söyleyebiliriz.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7zHfc_WBORjCagp2I561ROvRGmX-zlTGEAhdKOqo125FDP6R-do-3br82OX92mN-ecR7I8Is2ESkdesvZNa82whBH0MWWlzUmDAHPCGkY-r6c7tyqjf_TxgqQGN2FkPPGFnfLKlJyjpMF/s1424/esenboga-ankara-min.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="732" data-original-width="1424" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7zHfc_WBORjCagp2I561ROvRGmX-zlTGEAhdKOqo125FDP6R-do-3br82OX92mN-ecR7I8Is2ESkdesvZNa82whBH0MWWlzUmDAHPCGkY-r6c7tyqjf_TxgqQGN2FkPPGFnfLKlJyjpMF/s16000/esenboga-ankara-min.jpg" /></a></div><div style="text-align: justify;">Günümüzde birçok şirket bu işletme ve müşteri davranışlarını analiz ederek üretimlerini, ürün yelpazelerini ve pazarlama stratejilerini bu analizlere göre belirlemekteler. Dünya'nın birçok farklı ülkesinde geçerli olan bu analiz düzeni ülkemizde de geçerli olmalı bir an önce. 3 gün önce Avustralya'dan Türkiye'ye dönüş yaptım ve Ankara Esenboğa Havaalanında, Avustralya'dan getirdiğim hattım kapsam dışı kaldığı için, Türk Telekom tarafından sağlanan havaalanının ücretsiz internet hizmetine bağlanarak yakınlarımla iletişime geçmeye çalıştım. Ancak ne yazık ki internet altyapısını sağlayan Türk Telekom nasıl bir düşünce ile bu altyapı hizmeti sunmayı amaçladıysa artık internete bağlanmak istediğiniz zaman sizden bir telefon numarası istiyor. Aslında diğer havaalanlarında olan, en azından benim gördüğüm Doha, Manila, Sydney gibi şehirlerde, bu temel bilgileri verdikten sonra otomatik olarak bağlanabiliyorsunuz. Ancak Türk Telekom'da bu telefon numarısını girdikten hemen sonra size bir mesaj gönderdiğini ve bu mesajdaki kodu girmeniz gerektiğini söylüyor. Ne güzel değil mi? Yurtdışından gelen bir insanın kapsam dışı olan hattına mesaj atın ve o mesajın kişi tarafından okunabileceğini düşünün ve ücretsiz internet hizmeti sağladığınızı düşünün.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Bu hizmetleri hangi kafalarla, nasıl veriyor ve hangi memnuiyet sistemine göre ölçüm yaparak aynı hizmetleri vermeye devam edebiliyorsunuz anlayabilmiş değilim....<br /></div>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-58517249932992832682021-06-13T17:00:00.013+03:002021-08-13T23:29:08.158+03:00Sendikal Güç ve Refah Düzeyi İkilemi<p style="text-align: justify;"><b>Sendikalar</b> yapıları gereği üyesi olsun olmasın tüm işçilerin sosyal ve ekonomik haklarının korunması ve geliştirilmesi için ortaya çıkmış güçlü gruplardır. Temel amaçları sosyal ve ekonomik hakların korunması ve geliştirilmesi olan bu kurumlar aslında işçi kesiminin refah düzeyini belli bir düzeyde tutmaya özen gösterirler ve bunun için mücadele ederler. Peki <b>refah düzeyi</b> yüksek bir toplumda sendikal mücadelenin başarısı ne olabilir?</p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTPhtHHj2oNyYZeq0eE7UmUcI5-JMrYqgH774Ar4tsEGSTo4diFjuIVEYehTTuWdlaFcDVoE40VMpeuVEDPYtNsKs1T7lkFRiqDeLRIK-nzMDCd9I2GTtBjJMZyPsXdelrG-Z6KqMJVQ5S/s472/sendikal-mucadele.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Sendikal Mücadele" border="0" data-original-height="232" data-original-width="472" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTPhtHHj2oNyYZeq0eE7UmUcI5-JMrYqgH774Ar4tsEGSTo4diFjuIVEYehTTuWdlaFcDVoE40VMpeuVEDPYtNsKs1T7lkFRiqDeLRIK-nzMDCd9I2GTtBjJMZyPsXdelrG-Z6KqMJVQ5S/s16000/sendikal-mucadele.jpeg" /></a></div> <p></p><p style="text-align: justify;">Öncelikle bu konuda kendi fikirlerimden bahsedeceğimi ve bazı temel noktalardan hareket ederek bu yazının ana temasından çıkmadan devam edeceğimi belirtmek isterim. <b>Sendikaların</b> ilk ortaya çıktığı dönemlere baktığımızda genellikle sürekli düşürülen ücretler ve zorlaşan yaşam standartlarına karşın işçilerin bir araya gelerek <b>kolektif bir grup</b> olarak işverene karşı isyan etmelerini görmekteyiz. Örneğin, <b>sendikal mücadelele</b>rin ilk ortaya çıktığı İngiltere'deki o dönemi incelediğimizde artan makineleşme ile beraber düşen işçilik ücretleri, çocuk işçiliğin artması, uzun süren çalışma saatleri, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önlemlerin alınmamasının doğrultusunda çalışanların yaşam standartlarının düşerek aile ve eğlence hayatlarının sonlanarak sadece iş yaşamına entegre bir hayat sürdürmelerini sayabiliriz. Bu nedenle ortaya çıkan işçi isyanları ve ortaya çıkan kanlı grevler sonucunda örgütlenen işçilerin mesleki ve sektörel olarak gruplanmaları ile sendikalar ortaya çıkmıştır. </p><p style="text-align: justify;">Günümüze geldiğimizde baskıcı rejimlerin ve diktatörlük hükümetlerinin yönettiği ülkeleri saymazsak, sendikalar işçilerin refah düzeylerine göre hareket etmektedirler. Bu ülkeleri bu konunun dışında tutmamızın en temel sebebi ise sendika yöneticilerinin hükümet odaklı hareket ederek, hak mücadelesinden kaçındıklarını görmekteyim. Bu doğrultu da hak mücadelesinin olmadığı bir ortamda sendikal gelişimden söz edemeyiz. Bu dipnotu aktardıktan sonra konumuza dönecek olursak, sendikal mücadelenin refah düzeyine oranla düşüş göstermesini, birebir yaşadığım bir örnek olarak, Avustralya'dan verebilirim. Avustralya'da bulunan <b>Avustralya Üretim İşçileri Sendikası</b>'nın 2019 yılında imzaladığı toplu iş sözleşmesi ile üyelerine yıllık <b>yüzde 1,5</b> zam aldıklarını öğrendim. Dışarıdan bakıldığında aslında son derece gülünç bir rakam olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak yaşam kalitesi, refah düzeyi, satınalım gücü gibi etmenleri işin kattığımızda ve <b>enflasyon</b>un <b>yüzde 3</b> ile <b>yüzde 5</b> arasında inip çıktığını düşündüğümüzde üyeleri bir nebze de olsa tatmin edebilecek seviyede olduğunu söyleyebilirim. Buradan hareketle <b>refah düzeyi</b>nin ortaya çıkardığı <b>yaşam kalitesi</b>nin yüksek olması ile birlikte <b>satınalım gücü</b>nün yeterli seviye de olması hem <b>işçi</b>leri hem de sendikaları <b>hak mücadelesi</b>nin dışında olmasını sağlıyor.</p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEge4Mvr-UbSZB8-2LD1JynWQ5ZAAq7ESF0NS75ChM9O_XDuDu98BR-8RiKQzndeTjcD-RBqHel1wG4noYvB8mA18OC_2MWN8Q6hGCT3QW3tRMBzm7IELmyYrZlFTQHku6iuCvtd1Cx5NgJU/s718/maslowun-ihtiyaclar-hiyerarsisi.png" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="516" data-original-width="718" height="230" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEge4Mvr-UbSZB8-2LD1JynWQ5ZAAq7ESF0NS75ChM9O_XDuDu98BR-8RiKQzndeTjcD-RBqHel1wG4noYvB8mA18OC_2MWN8Q6hGCT3QW3tRMBzm7IELmyYrZlFTQHku6iuCvtd1Cx5NgJU/w320-h230/maslowun-ihtiyaclar-hiyerarsisi.png" width="320" /></a></div>Hak arama konusunda bir mücadeleye girebilmek için öncelikle işveren ya da hükümet tarafından işçi kesiminin birtakım haklarının kısıtlanması ya da elden alınması gerekmektedir. Ortada böyle bir durum yokken, yaşamsal faaliyetlerin yerine getirilebilmesi ve Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde belirttiği basamaklardan ilk üçünü (Fizyolojik ihtiyaçlar, Güvenlik İhtiyacı, Ait olma ve sevgi ihtiyacı) vatandaşlarına kolaylıkla sunabilen ülkelerde <b>sendikal mücadeleler</b>in sadece ideolojik etken olarak ortaya çıktığını ve sembolik bir şekilde desteklendiğini görüyorum.<br /><p></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-31191750556421545092021-06-12T17:22:00.001+03:002021-08-13T23:28:46.976+03:00Huawei'nin Gücünün En büyük Örneği: HarmonyOS<div style="text-align: justify;"><b>Google</b>, Donald Trump'ın Amerika Birleşik Devletlerinin başkanı olduğu dönemde bildiğiniz gibi <b>Huawei</b>'ye <b>Android</b> desteği vermeyi kesmişti. O günden sonra hiçbir şey de eskisi gibi olmadı. Özellikle de Huawei'nin dünyanın en çok satan akıllı telefon üreticilerinden birisi olduğunu düşündüğümüzde <b>Google</b>'ın kendisi açısından çokta doğru bir karar verip vermediği fazlasıyla tartışıldı. Hatta yapılan açıklamalarda <b>Huawei</b>, bu işbirliğinin bozulmasını istemediğini ve bu durumu düzeltmek için uğraştıklarını açıklamıştı.</div><div style="text-align: justify;"> </div><div style="text-align: justify;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFEi_6avWoH8KrjwobY84pS2YV4V-c38VJ7vBY5WbeSD_OrV_jq-7-NQ89NJ8HCaUv7wEXTKKtKE4djT389zaU71QXk9senQT83YN1UhEoFq-uu8VgmQWQtaSqz0v2VgEfo-EZUYRSXPTy/s690/Powered-By-HarmonyOS-logo.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="HarmonyOS" border="0" data-original-height="537" data-original-width="690" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFEi_6avWoH8KrjwobY84pS2YV4V-c38VJ7vBY5WbeSD_OrV_jq-7-NQ89NJ8HCaUv7wEXTKKtKE4djT389zaU71QXk9senQT83YN1UhEoFq-uu8VgmQWQtaSqz0v2VgEfo-EZUYRSXPTy/s16000/Powered-By-HarmonyOS-logo.jpg" /></a></div><br /></div><div style="text-align: justify;">Ancak <b>Huawei</b>'nin tüm çabalarına rağmen <b>Google</b>, Çinli üreticiye adeta bir Amerikan ambargosu uyguladı. Bu süreçten sonra ise Huawei, kendisi için en doğru çıkış yolunun kendi işletim sistemi ve ekosistemini geliştirmek olduğuna karar vererek, zaten daha önceden çalışmalarına başladığı, HarmonyOS'u tüm dünyaya duyurdu. Şimdi size tutup da <b>HarmonyOS</b> hakkında tanıtıcı bilgiler verip gereksiz laf kalabalığı yapmayacağım. HarmonyOS için söyleyebileceğim en temel bilgi, <b>Iron Man</b> serisindeki <b>Jarvis</b> neyse <b>HarmonyOS</b> o olmaya çalışıyor. Kısaca özetlediğim zaman bu tanım son derece yerine oturuyor.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Huawei, ülkemizde her ne kadar bilinmese de özellikle Çin pazarında akıllı telefon haricinde tıpkı <b>Xiaomi</b> gibi bir çok farklı akıllı ev eşyası üretmekte. Elektrik süpürgesi, televizyon, klima vs. bir çok gündelik kullanım amaçlı ürünleri bulunan bir marka. Bunun yanı sıra telekominikasyon altyapısı ürünlerinde de dünyanın en büyük üreticilerinden bir tanesi. Operatörlerin kullandığı baz istasyonlarının büyük bir çoğunluğu Huawei, tarafından üretiliyor.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Huawei'nin <b>HarmonyOS</b>'u çıkarması demek; Huawei ürünlerini kullanıcıların artık sadece HarmonyOS destekleyen <b>Huawei</b> ürünlerini kullanmaya devam etmesine zorlanması demek. Tıpkı Apple gibi... Bir iPhone satın aldığınızda tam uyumlu çalışması için bir Macbook almanız gerek, bir Apple Wacth almanız gerek, bir AirPods almanız gerek demek. Böylelikle hepsini uyumlu bir şekilde kullanıp herhangi bir entegrasyon problemi olmadan yolunuza bakabilin. Huawei'nin yaptığı ise bu ürün yelpazesini fırın, süpürge, buzdolabı gibi günlük hayatın her noktasında kullanılan ürünlerle genişletmek oldu.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><b>Iron Man</b> filmlerini izlediğimiz zamanlar herkes kendi kendine demiştir: "Ulan bu <b>Jarvis</b> gibi bir şey olsa direk alırım. Baksana ne kadar güzel, ne söylesen anında yapıyor." İşte <b>Huawei</b> size bu kolaylığı ve teknolojiyi <b>HarmonyOS</b> ile sunarak artık bu durumun herkesin erişebileceği bir teknoloji olduğunu gösteriyor. <b>Huawei</b> bu açıdan son derece güçlü bir marka olduğunu da tüm dünyaya kanıtlamış durumda. Sonuçta böylesine bir teknolojiyi son kullanıcıya indirgemiş ve artık klasik akıllı telefon, akıllı ev ürünleri gibi yelpazeyi tümleşik hale getirerek size hayalinizdeki teknolojiyi doğrudan sunmuş. İşte teknoloji savaşlarının hayatımıza ne kadar etki edeceğinin en büyük kanıtı olarak karşımıza çıkan büyük bir örneği...<br /></div><br />Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-42178431453478904732021-06-12T07:19:00.003+03:002021-06-12T07:19:56.253+03:00Salgın'da Sosyal Destek Nasıl Yapılır?<p style="text-align: justify;"><b>Covid-19</b>, sadece bizim ülkemizde değil tüm dünyada büyük bir etki yarattı ve çalışma hayatı ile ekonomik yaşamı doğrudan etkiledi. Çalışan kesimin yanında küçük ve büyük işletmeleri sert bir şekilde vuran bu salgın, <b>online alışveriş</b> bazlı çalışan işletmeler içinse bulunmaz nimetti. Buraya kadar okuduklarınız size bir <b>Covid-19</b> ve sektör analizi gibi gelecek ancak yazının devamında dünyadan ve Türkiye'den örneklerle salgın döneminde uygulanan başarılı desteklerden bahsedeceğim.</p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1clo2DGnGL-hlJ9GsdN2cGZMEQF2WsZh7JR2yi4vDS6UJ2nvLZjUpg034rs_88dtwOgDmLkZGlBZq3y7U6FqCf0BucTt6p0uhLfXxShAw2f5FV5KhBFaNcKb-IUeYXUHqZCxGwqFcQVpw/s752/covid-closed.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="426" data-original-width="752" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1clo2DGnGL-hlJ9GsdN2cGZMEQF2WsZh7JR2yi4vDS6UJ2nvLZjUpg034rs_88dtwOgDmLkZGlBZq3y7U6FqCf0BucTt6p0uhLfXxShAw2f5FV5KhBFaNcKb-IUeYXUHqZCxGwqFcQVpw/s16000/covid-closed.jpg" /></a></div><br /><b>Melbourne</b><p></p><p style="text-align: justify;">Öncelikle bu konuya doğrudan şu anda içerisinde yaşadığım ülke olan <b>Avustralya</b>'dan bir örnekle başlamak istedim. <b>Melbourne</b>'de <b>Covid-19</b> salgını vatandaşlar için sıkıntılı bir şekilde başladı ve devam ediyor. Avustralya bir eyaletler ülkesi olduğu için her eyalet, devletin kendi aldığı önlemlerden bağımsız olarak, kendi önlemini aldı. Bunların en güzel örneklerinden bir tanesi de Melbourne. Çok sert geçen salgın döneminde Melbourne, 2020 yılının Ağustos ayında vaka sayılarının 700'lere dayanmasından 3 haftalık sokağa çıkma yasağı ilan etti. Bu yasak süresinde ise Melbourne'ün içerisinde bulunduğu Victoria eyaleti sınırları içinde yaşayan her vatandaşa istisnasız devlet sağlandı. Bu devlet desteğinden kısaca bahsetmem gerekirse, <b>Victoria</b> eyaletinde yaşayan bir ailenin geçim masrafı eyalet hükümetinin hesaplamalarına göre (kira, mutfak masrafı, yakıt masrafı, eğlence masrafı, giyim masrafı gibi) haftalık 800 Avustralya doları düzeyinde olduğu görünüyor. Ancak eyalet hükümeti insanların evlerinde kalmaları için haftalık 1500 Avustralya doları yardımda bulundu.<br /></p><p style="text-align: justify;"><b>Lezzet Ankara</b></p><p style="text-align: justify;">Ülkemizde hükümetin yaptığı komik yardımlardan bahsetmek durumu daha da komik hale getireceğinden bu kısımda sadece <b>Ankara Büyükşehir Belediyesi</b>'nin ortaya çıkardığı bir projeden bahsetmek istiyorum. Geçenlerde <b>Mansur Yavaş</b>'ın <b>Twitter</b> hesabından paylaştığı bu proje aslında işletmeler için son derece faydalı başarılı bir proje olacak gibi duruyor. Bildiğiniz gibi ülkemizde online yemek siparişi yapabildiğiniz farklı uygulamalar ve internet siteleri bulunuyor. Bunlardan en tanınanı ve bilinirliği en yüksek olanı <b>Yemeksepeti</b>... <b>Mansur Yavaş</b> önderliğinde <b>Ankara Büyükşehir Belediyesi</b>, sadece Ankara içerisinde hizmet verecek benzeri bir proje hazırladıklarını açıkladı. <b>Lezzet Ankara</b> adı verilen bu proje ile Ankara'daki gıda sektöründe yer alan işletmeler ücretsiz üye olarak sıfır komisyon sayesinde müşterileri ile tıpkı kendi internet sitelerinden sipariş veriliyormuş gibi kendi fiyatları üzerinden alışveriş yürütebilecekler. Aslında bu projenin en güzel tarafı hem müşteriler doğrudan işletmelerin kendi fiyatlarını görebilecek hem de işletmeler yaptıkları her satıştan aracı firmaya komisyon ödemeden fiyat farklılığı olmadan satış yapabilecek. Salgın döneminde zaten ağır bir darbe yiyen işletmeler bir de komisyon ödemek zorunda kalmayacak.<br /></p><p style="text-align: justify;"><b>İtalya Covid Destek Paketi</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Covid-19</b> salgınını en ağır yaşayan Avrupa ülkelerinden birisi de <b>İtalya</b>... Hepimizin aklında yer etmiştir, insanların balkonlara çıkıp şarkılar söylediği ve birbirlerine moral verme çabaları içerisinde salgının azalmasını beklediği günleri. <b>İtalya</b>'da şu anda 10 Temmuz 2021 itibariyle, 2078 yeni vaka bulunuyor ve bu rakalamlara 40 binlerden gelindi. Salgının en sert olduğu zamanlarda İtalya, toplamda <b>32 milyar avroluk</b> bir destek paketini uygulamaya koydu. Bu yardım paketinin <b>11 milyar avrosu</b> ise doğrudan vatandaşlara nakit yardımı olarak uygulandı.<br /></p><p style="text-align: justify;"><b>Kanada Covid Destek Paketi</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Covid-19</b> konusunda en erken tedbirleri alan ülkelerden birisi kesinlikle Kanada oldu. Çok iyi hatırlıyorum salgının ilk dönemlerinde <b>Avrupa</b> ülkeleri daha sürecin nasıl devam edeceğini beklerken <b>Kanada Başbakanı</b>'nın "Vatandaşlarımız hiç merak etmesin. Onların sağlığı bizim için her şeyden çok daha önemli gereken destek verilecek yeter ki sokaklara çıkmayın" açıklamalarını. Kanada bu süreçte ilk etapta <b>82 milyar Kanada doları</b> gibi müthiş bir büyüklükte yardım paketi açıklamış, daha sonra yapılan eklemelerle bu paketi <b>107 milyar Kanada doları </b>olarak güncellemişti. Bu paketin <b>52 milyar Kanada doları</b>nın doğrudan vatandaşlara yardım olarak, kalan <b>57 milyar Kanada doları</b>nın ise ekonomiyi canlandırma hamlelerine destek amaçlı kullanılacağı açıklanmıştı.</p><p style="text-align: justify;">İşin özeti yardım yaptığın zaman ekonomik yeterlilik çok önemli bir rol oynuyor. <b>Avustralya</b>, <b>İtalya</b>, <b>Kanada</b> gibi ülkelerin yaptıkları yardımları göz önüne aldığımızda ülkemizde esnaflar için yapılan 3000 TL'lik kira yardımları komik duruyor. Sonuçta o esnaf zaten 10.000 TL kira ödüyor. Ekonomiyi canlı tutmak ve salgından en az hasarla kurtulmak için güçlü bir ekonomik güvence sağlamak ve acil durum politikaları uygulamak gerekiyor.<br /></p>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-80815902114206754102021-06-10T11:22:00.002+03:002021-06-10T11:22:36.955+03:00İzlenesi YouTube Kanalları - 2<div style="text-align: justify;"> Daha önce yazdığım bu yazımda bazı YouTube kanallarından bahsetmiştim. Tabi bu yazımı yazmamın üzerinden neredeyse üç yıl geçmiş ve bu süre zarfında hayatımızda birçok şey değişti. Buna bağlı olarak izlediğimiz ve beğendiğimiz içerikler de değişti. Bende "İzlenesi YouTube Kanalları" yazımın güncellenmiş bir versiyonunu daha yayınlamaya karar verdim.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3ZE9jG-nwEKFSsyU6fD30W9WfFIFA5yGiP_uxmPPoU_XdFnfxyQomdPWYOcklhJzai-tChctjP5VB0HXP5HjaHfcqIgE1Z52T1gvnLWGbVrP-ayrXQB36m4JPBQkymPeaSbBo_TwR30nB/s355/youtube_logo.png" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="0" data-original-width="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3ZE9jG-nwEKFSsyU6fD30W9WfFIFA5yGiP_uxmPPoU_XdFnfxyQomdPWYOcklhJzai-tChctjP5VB0HXP5HjaHfcqIgE1Z52T1gvnLWGbVrP-ayrXQB36m4JPBQkymPeaSbBo_TwR30nB/s16000/youtube_logo.png" width="0px" /></a></div><div style="text-align: justify;">İşte sizler bulduğum ve kendimin de takip ettiği bazı kanallar...</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><b>Murat Soner</b></div><div style="text-align: justify;"><b> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZJuq4lGpsehZaf-LxIiM7yL9aGrS-bdz8V5dqhQOd8xMOssr0ULE34VEZ2IPHtwXKRcd4UJOAPTcMUCg6NYTXIAdLk7hGVF5XDuEECkUrCclYhBAh6KwO4MF3A2LP73htrzyb-a6eEpBA/s1110/Murat-Soner.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="285" data-original-width="1110" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZJuq4lGpsehZaf-LxIiM7yL9aGrS-bdz8V5dqhQOd8xMOssr0ULE34VEZ2IPHtwXKRcd4UJOAPTcMUCg6NYTXIAdLk7hGVF5XDuEECkUrCclYhBAh6KwO4MF3A2LP73htrzyb-a6eEpBA/s16000/Murat-Soner.png" /></a></div><br /></b></div><div style="text-align: justify;">Murat Soner, belki de benim en beğendiğim kanallardan birisidir. Özellikle son derece eğlenceli dizi yorumları ve kendini dinlettiren tarzı<b> </b>başarılı bulduğum kanallardan birisidir. Murat Soner, yapıcı dizi yorumlarının yanı sıra daha önce radyoculuk yaptığı dönemlerde Gaga programını da YouTube'a uyarlamış. O videolarına da göz atmanızı isterim.<br /><b></b></div><div style="text-align: justify;"><b> </b></div><div style="text-align: justify;"><b>Erdi Özüağ</b></div><div style="text-align: justify;"><b> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjbwIyIqLW7-QOU0W4bTKskTdUU4o74oC01F3pNTsnfjelxglBQGTzZSbVUxObbIhW7V1T6mTa0NcudhnXexgjgpTi-0cJ6ADIhCOEAS2jsSZh6UAz7ydjD1DtTvaI0UfvqxaCHLxsJy3v/s1114/Erdi-Ozuag.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="291" data-original-width="1114" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjbwIyIqLW7-QOU0W4bTKskTdUU4o74oC01F3pNTsnfjelxglBQGTzZSbVUxObbIhW7V1T6mTa0NcudhnXexgjgpTi-0cJ6ADIhCOEAS2jsSZh6UAz7ydjD1DtTvaI0UfvqxaCHLxsJy3v/s16000/Erdi-Ozuag.png" /></a></div><br /></b></div><div style="text-align: justify;">Erdi Özüağ, yeni teknolojik gelişmeleri yakından takip eden ve bunları olabildiğince anlaşılır ve sade bir şekilde bize aktarmaya çalışan bir teknoloji uzmanıdır. Özellikle Huawei'nin HarmonyOS işletim sistemi ile ilgili çektiği videoyu kesin izleyin. Bir teknoloji ne kadar sade ve anlaşılır anlatılabilirse o kadar sade ve anlaşılır anlatmış.</div><div style="text-align: justify;"><b> </b></div><div style="text-align: justify;"><b>Enis Kirazoğlu</b></div><div style="text-align: justify;"><b> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPAcMuTD7zxTwvy6bGXZCCoQLZr_x8q25rDZMXrSKuLkl83TrQM1stJ2G1402pRq4yq1DbDcYbuoiIYACHVYlW9id7sbz2Oi10VQxlIbECWRRdP35udoYgH4MxC2Tvca62kaMYnZ-O_Xua/s1114/Enis-Kirazoglu.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="289" data-original-width="1114" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPAcMuTD7zxTwvy6bGXZCCoQLZr_x8q25rDZMXrSKuLkl83TrQM1stJ2G1402pRq4yq1DbDcYbuoiIYACHVYlW9id7sbz2Oi10VQxlIbECWRRdP35udoYgH4MxC2Tvca62kaMYnZ-O_Xua/s16000/Enis-Kirazoglu.png" /></a></div><br /></b></div><div style="text-align: justify;">Oyun dünyasında ülkemizden birkaç isim sayacak olsam Enis Kirazoğlu kesinlikle her defasında ilk sırada yer alırdı. Oyunları teknik ve son kullanıcı açısından derinlemesine incelemesinin yanı sıra bir de üstüne bizim dilimizle doğal bir şekilde anlatması yok mu? Bazen kendisini izlerken "şu videoları keşke biraz daha uzun tutsa" diye geçiriyorum içimden. Ayrıca diğer oyun kanalları gibi sadece kendisini ya da sadece oyun görüntülerini de göstermiyor. Konunun akışına uygun şekilde sunduğu görsellere size geçen diyalogları ve daha bir çok şeyi de yaşıyormuşsunuz gibi hissettirerek anlatmayı da başarıyor.<b> </b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Soft Box Türkiye</b></div><div style="text-align: justify;"><b> </b></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQGru1f8PLp9_gD18qVT4K9xPh_40bkgtt4Y-LGPpH6lpTLsx9SPtlO32MBcq_sMiTvKJwpIfUWaW8DbcInTlmHX6XUmG041QWRIgMCfRO5ejqf2cm5O1iATsd4YNOlYFhH4eJcedpNo-k/s1114/Soft-Box-Turkiye.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="289" data-original-width="1114" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQGru1f8PLp9_gD18qVT4K9xPh_40bkgtt4Y-LGPpH6lpTLsx9SPtlO32MBcq_sMiTvKJwpIfUWaW8DbcInTlmHX6XUmG041QWRIgMCfRO5ejqf2cm5O1iATsd4YNOlYFhH4eJcedpNo-k/s16000/Soft-Box-Turkiye.png" /></a></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Aslında filmlerden kesitler paylaşmak her ne kadar basit görünse de bir o kadar da zor bir iştir. Sonuçta bir filmin içinden bir sahneyi kestiğinizde bu sahnenin konusunu ve kurgusunu doğru yakalamanız gerekmektedir. İşte Soft Box Türkiye ekibi bunu gerçekten çok başarılı bir şekilde yapıyor. Ayrıca açtıkları bloglarında da yaptıkları film ve dizi incelemeleri ile size güzel öneriler sunup fikirler verebiliyor.<br /></div>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-48770750445405130772021-06-06T13:44:00.009+03:002021-08-13T23:29:49.599+03:00Zack Snyder Zombilere Farklı Bakmış: Army of The Dead<div style="text-align: justify;"><b>Zack Snyder</b>'in ayrılmasıyla Joss Whedon'ın bitirdiği Justice League ile büyük bir hayal kırıklığı yaratan DC, belki de son zamanlardaki en mantıklı hamlesini yaparak Justice League'yi yeniden Zack Snyder ile izleyicilere sunmuş ve büyük bir çoğunluk tarafından takdirle ve hayranlıkla karşılanmıştı. Özellikle DC serüveni boyunca adından oldukça sık bir şekilde söz ettiren yönetmen Zack Snyder şimdi ise tamamen farklı bir kurgudaki zombi filmi ile karşımıza çıkıyor.<br /> </div><div style="text-align: justify;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggzg2881d99cJrrHYyVM5eNlcHBIKUOLmy-CagFL_e7TEcKNSeqWKMKxrlHNn_epkryQyoreJ3epOUXy8xRIgGuO1ZwUYYtd1OIYIdB30xblHiFjnkhoigi5kf3LJ3ooD9qEbW285TF-Wk/s681/Army-of-the-Dead.webp" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Army Of The Dead" border="0" data-original-height="383" data-original-width="681" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggzg2881d99cJrrHYyVM5eNlcHBIKUOLmy-CagFL_e7TEcKNSeqWKMKxrlHNn_epkryQyoreJ3epOUXy8xRIgGuO1ZwUYYtd1OIYIdB30xblHiFjnkhoigi5kf3LJ3ooD9qEbW285TF-Wk/s16000/Army-of-the-Dead.webp" /></a></div> <br />Özellikle <b>The Walking Dead</b> dizisi ile başlayan zombi film ve dizilerine ilgim gün geçtikçe ilginç bir şekilde artmıştı ancak ne yazık ki bu konudaki kaliteli yapımlar oldukça kısıtlı... <b>Zack Snyder</b> ile güncel ve kaliteli bir yapım daha ortaya çıkmış ve listeme ekledim. Artık gönül rahatlığıyla canım sıkıldıkça izleyebilirim.<br /> <br /><b>Army of The Dead</b>, diğer zombi filmlerinden farklı olarak bizler için zombilere yeni bir bakış acısı ve zombi avlamakla normal hayatın harmanlanmasını sunması açısından güzel bir yenilik sunuyor. Aslında genelde hep aklıma takılan bir sorudur "O kadar asker, polis, kolluk kuvvetleri ve teknoloji varken sadece insanları yemek için üstlerine koşan birkaç beyinsiz nasıl olur da tüm dünyayı istila edebilir?"... Bu sorumun cevabını kısmen de olsa <b>The Walking Dead</b> dizisinde buldum ancak geriye kalan filmlerden neredeyse hiçbirinde buna değinilmemekte... <b>Zack Snyder</b> farklılık yaparak zombilerin kolonileşmesini konu almış.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Bu filmde gördüğümüz zombiler daha eski filmlerdeki gibi aptal, ne yaptığını bilmeyen, sadece karşısına çıkanı sapık gibi takip edip ısırmak yerine, kendi bölgelerini kurarak, evlilik bağı ve ailesine yapısına bürünmelerini ve kendilerine verilen kurbanlara karşılık bölgelerinde belli başlı imtiyazlar verebildiklerini görüyoruz. </div><div style="text-align: justify;"> </div><div style="text-align: justify;">Filmin konusu ise zengin bir iş adamı zombilerin istila ettiği <b>Las Vegas</b> şehrindeki bir kumarhanenin kasasını soymak amacıyla başkarakterimiz olan eski asker Scott Ward'ı tutuyor ve bir ekip kurmasını söylüyor. Scott kendisinden istendiği gibi bir ekip kuruyor ve kasayı soymak için yola koyuluyor ve kızıyla bozuk olan ilişkisini düzeltmek için bu soygunu bir fırsata dönüştürmek istiyor. Filmin sonunda ise işler sarpa sarıyor ve ekipten sadece iki kişi hayatta kalıyor. Filme genel anlamıyla baktığımızda bir nebze sıkıcı ancak Zack Snyder, zombi ve soygun ikilisini başarıyla bir araya getirmiş. Benim film içerisinde en beğendiğim kısım ise ekipteki kasa ustası ve ekibin ne iş yaptığı bilinmeyen ve kaslarını göstererek şekilli şukullu hamleler yapan ağır abimiz arasında geçen zamanda sıkışma ile ilgili olan sahne... Gerçekten beklenmeyen anda gelen farklı bir bakış katmış filmin içine...<br /></div>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-1120352310624449482021-06-05T14:24:00.005+03:002021-08-13T23:30:17.461+03:00Kolay Yoldan Para Kazanmak Hayal mi, Gerçek mi?<div style="text-align: justify;">Değişen ekonomi, yeni teknolojiler, doyumsuz satın alma isteği ve daha nicesi ile günümüzün Covid-19'dan bile daha tehlikeli en büyük salgını kolay yoldan para kazanmak... Uzun bir süredir yazmadığım bloguma bu yazı ile yeni bir başlangıç yapmak istedim. Aslında konu hakkında uzun uzun düşündüm. "Acaba ne yazsam?", "Aaa Xiaomi yeni telefon çıkarmış", "Apple'da yeni bir açık keşfedilmiş", "Bitcoin zirve yapmış sonra tekrar batmış" şeklindeki yazıları görünce, "Yok mu kardeşim düzgün bir haber?" dedim. Ancak tam bu sözümü söylerken de insanların son zamanlarda en çok kripto para borsalarına yoğunlaştığını ve birçok insanın bilinçsiz bir şekilde evinin, arabasının belki de cebindeki son parasının buralarda heba olduğunu gördüm. Bende bu şekilde yeni bir giriş yapmaya karar verdim. Evet "Kolay yoldan para kazanabilir miyiz?" sorusuna kendi bakış açımla vereceğim cevabıma geçebiliriz.<br /></div><div style="text-align: justify;"> </div><div style="text-align: justify;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7Tf3wQOYC2XFaKNqZHVCGo2eyhm6aSr23RR9TcHW9IiJp0YUWkRDln-4brwjcHAG30HT-m6yAi8G5hK5kUd7kZxZistdJyeBkYotT8op2gmJ2USgWE30v-UQXmOiiF-9Fz_ki-aOXHowZ/s1200/para-kazanmak-min.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kolay yoldan para kazanmak" border="0" data-original-height="628" data-original-width="1200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7Tf3wQOYC2XFaKNqZHVCGo2eyhm6aSr23RR9TcHW9IiJp0YUWkRDln-4brwjcHAG30HT-m6yAi8G5hK5kUd7kZxZistdJyeBkYotT8op2gmJ2USgWE30v-UQXmOiiF-9Fz_ki-aOXHowZ/s16000/para-kazanmak-min.jpg" /></a></div> <br /></div><div style="text-align: justify;">Bana kalırsa kolay yoldan para kazanmak diye bir durum söz konusu dahi olamaz. Aslında kolay yollardan para kazanmak gününün çoğunluğunu çalışarak geçiren insanların kendilerini avutmaları için ortaya çıkmış, sonrasında da birtakım art niyetli insanların, para kazanmaya çalışan insanların umutlarını kullanarak kendilerine çıkar sağlamalarına yarayan bir söylem olarak hayatımıza yerleşmiş bir kalıp... Şimdi bunu söylediğim zaman başınızın üstünde soru işaretleri dönecek. "Ne demek kardeşim, benim dayımın oğlunun arkadaşının kardeşinin kayınbiraderinin amcasının torunu Bitcoin'den zengin olmuş" falan filan. Emin olun analiz olmadan, değerlendirme olmadan ya da çalışılmadan kolay yoldan para kazanılamaz. Eğer olsaydı şu anda dünyanın en zengin insanları listesinde muhtemelen defineciler yer alırdı.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Önemli olan kolay yoldan para kazanmak değil aslında, önemli olan katma değeri olan iş başarmak. Amerika'yı yeniden keşfetmenize gerek yok. Belli başlı yatırımlarla en iyi bildiğiniz işi en iyi hale getirmeye çalışın sadece... Yaptığınız işin hakkını verin, en iyi şekilde en doğru şekilde yapmaya ve bunları yaparken kendinizi geliştirmeye, öğrenmeye ve egonuzdan kurtulmaya çalışın. Ufak bir örnek ile bu söylediğimi size açıklamaya çalışayım. Dünyanın en büyük şirketlerinden Facebook, sahibi Mark Zuckerberg ise dünyanın en genç dolar milyarderlerinden... Mark istese, Facebook'u olduğu gibi bırakıp "Banane kardeşim, insanlar üye oldular zaten ben zaten en büyük sosyal medya platformuyum haliyle paramı kazanıyorum artık bundan sonra Facebook kendi halinde takılsın bende Chen'le birlikte Maldivlere tatile gideceğim, dünya turu yapacağım" diyemez mi? Ancak bizim oğlan o kadar hırslı ki bunu aklından bile geçirmemiş olacak ki Snapchat'i satın alamayacağını öğrendiği günün ertesinde bitirdi. Peki neden? Çünkü adam bir kere "Ben en iyiyim!" dedi ve bu alanda ortaya çıkan en yeni teknolojileri, gelişmeleri takip ederek "Eğer ben en iyi olup para kazanmak istiyorsam bunu öğrenmeliyim" diyor. Instagram'ı satın alıp bir dönemin fırtınalar estiren Vine'ını bitirdi ya da Facebook Gaming ile Twicth'e rakip olmaya çalıştı. Satın aldığı firmalarla Google'ın Boston Robotics'ine rakip ürünler ortaya koymaya adım attı.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Verdiğim örneğe dikkat edin. Mark, gelişmeleri takip ederek neler olduklarını öğrendi ve onlara yatırım yaparak ben bu işin en iyisiyim dedi. Kolay yoldan para mı kazanmak? Hayır kardeşim yok öyle bir dünya! Oturacaksın hangi işi yapmak istediğine, hangi gelişmeleri takip etmek istediğine, hangi metodları öğrenmek istediğine, hangi şekilde yatırım yapmak istediğine karar vereceksin! Sonra işe koyulacaksın. Kripto para ile mi ilgilenmek istiyorsun o zaman tablo okumayı, grafik yorumlamayı ve analiz etmeyi öğreneceksin önce, sonra da yatırım yapıp öğrendiklerini uygulamaya koyacaksın yoksa televizyonlardaki ya da gazetelerdeki haberlerden birine konu olmaktan öteye gidemezsin.</div>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2204361930926721063.post-62106252579320374462020-07-05T12:19:00.002+03:002021-08-13T23:30:43.737+03:00Ya Sosyal Ağlar Kapanırsa?<div style="text-align: justify;">Teknoloji devriminden sonra hayatımızın vazgeçilmezleri haline gelen <b>sosyal ağlar</b> için yapılan kurgusal bazı görsellere rastladım ve bu yazıyı yazmaya karar verdim. Kurgusal görsellerde genellikle eski Hollywood filmlerinden akıllara kazınan sahnelerden kesitler gibi duruyor. Peki bu kurgu görseller gerçek olsaydı ne olurdu?</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijBzlSLFrR4ATwvG_h1rPmyC-8o83AFpn9grQlHdHYfQaHeeYP_UHSXRp0vQy5K4xfipWlaYoqLTpnQR3jSJpqVVT750nKwl1gSeKPc3sf9OoMA38Nq14RvQHZdQqavVJlg6xX3Dg-kmyD/s1000/social-networks-closed-min.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Ya Sosyal Ağlar Kapanırsa?" border="0" data-original-height="637" data-original-width="1000" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijBzlSLFrR4ATwvG_h1rPmyC-8o83AFpn9grQlHdHYfQaHeeYP_UHSXRp0vQy5K4xfipWlaYoqLTpnQR3jSJpqVVT750nKwl1gSeKPc3sf9OoMA38Nq14RvQHZdQqavVJlg6xX3Dg-kmyD/s16000/social-networks-closed-min.jpg" /></a></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;">Aslında serbest piyasalarda hiçbir zaman kapanan bir girişimin bıraktığı boşluk sonsuza kadar öyle kalmaz. Bunun en büyük örneklerinden birisi dünya genelinde yaklaşık 3 milyar insanın kullandığı Facebook'tur. 2005 yılında ilk ortaya çıktığında piyasanın kralı <b>MySpace</b>'di. Ancak insanlar Facebook'un varlığından haberdar oldu ve farklı arayışlar için Facebook'u tercih etmeye başladı. Sonuç olarak <b>MySpace </b>satıldı ve <b>Facebook </b>yeni kral oldu.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Bu yüzden bir kapanış hikayesi düşüneceksek bunun yeni girişimlerin ortaya çıkışını düşünerek başlayabiliriz. Bu durumda en mantıklı yeni girişimler akıllı gözlüklerin yaygınlaşması ile olacaktır. <b>Google Glass</b> ilk ortaya çıktığında tanıtım videosunda da görebileceğiniz üzere <b>Google Plus</b>'ta paylaş özelliği barındırıyordu. Bu alanda yatırımlar yapan ve ürünler geliştiren yeni şirketler bildiğimiz klasik sosyal ağların sonunu getirebilir. Son derece kullanışlı ve anlık olarak görüntü veren bu ürünler son kullanıcıların ilgisini çekecektir. Bu yüzden bildiğimiz klasik <b>sosyal ağlar</b>ın kapanması konusunu sadece akıllı gözlükler gibi yeni teknolojiler ve ürünlerle düşünebiliriz.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/4EvNxWhskf8" width="617" youtube-src-id="4EvNxWhskf8"></iframe></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;"><b>Sosyal ağların kapanması</b> ile dijital pazarlama stratejilerinin de tamamen farklı yönlere evrimi ve geliştiricilerin kendilerini sanal gerçekliğe yönlendirmeleri ve büyük bir piyasanın tamamen sanal gerçeklik üzerine evrilmesini görmek kaçınılmaz olacaktır.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Sonuçta her girişimin farklı hikayesi olduğu gibi farklı girişimlerin ortaya çıkması sonucu çöküşü de kaçınılmaz olacaktır. Bu yüzden klasik <b>sosyal ağlar</b>ın ortadan kalkması için önümüzde uzun bir süre var gibi duruyor.<br /></div>Emre Kerim Yıldızhttp://www.blogger.com/profile/04446853079560659812noreply@blogger.com0