Facebook etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Facebook etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Kasım 2021 Perşembe

Sanal Evrenlere Merhaba Deme Vakti

Geçtiğimiz aylarda sıkça konuşulan konulardan biri oldu bu sanal evrenler... Özellikle Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg'in Meta adında yeni bir şirket kurduğunu ve Metaverse, yani sanal dünyalara, yatırım planlarının olduğunu açıklamasından sonra tüm bloglarda, gazetelerde, haber sitelerinde, Youtube kanallarında konuşulmaya başlandı bu konu... Peki nedir arkadaş aslında bu Metaverse olayı, nedir bu sanal dünyalar?
 
metaverse-facebook

Büyük bir çoğunluğumuzun izlediğini düşünerek doğrudan Ready Player One filminden yola çıkarak anlatacağım bu konuyu... Ready Player One filminde, dünyadaki tüm insanlar sanal gerçeklik gözlükleriyle bağlandıkları bir ağ üzerinden sanal bir dünyada kendi avatarlarını oluşturup, çeşitli görevler yapıyor, oyun oynuyor ve ticaret yapıyordu. İşte Metaverse'de tam olarak bu tarz bir sanal dünyanın inşasını konu ediniyor. İçin oyun oynayabilir, kendi avatarlarınızı oluşturabilir, Metaverse Coinler ile alışveriş yapabilir, NFT projelerinizi satabilir ve yeni coinler kazanabilir daha sonra da bunları harcayabilirsiniz. Gerçek hayatta yaptığınız herşeyi sanal gerçeklik ortamında sanal bir dünya da sanal bir şekilde aynen yapabilirsiniz.

Araştırmacıların ve bazı teknoloji blogu yazarlarının göre bu çalışmalar ilerleyen zamanlarda zihnin aktarımı konusunu gündeme getirecek ve doğrudan insan zihninin bu sanal ortamlara aktarılmasıyla artık dijital yaşam döngüsünün hayatımıza gireceğini, Metaverse projesi ile Neuralink projelerinin bu ortak amaç uğruna ortaya atılmış birbirini tamamlayan iki proje olduklarını ve artık gerçeklik algımızın tamamen sanal dünya olacağına yönelik teorilerine dahi denk geldim. Ancak bence bu aşamaları düşünmek için henüz erken...

Metaverse projesi bir blockchain projesi olarak karşımıza çıkıyor ve Metaverse hayatımıza girdikten hemen sonra oluşabilecek algıları konuşmak gerek... Özellikle ülkemizde, sosyal medya kullanımı konusunda yeterli eğitimi olmayan ebeveynlerin evlatlarına verebilecekleri tek eğitimin kısıtlama olduğunu, devlet politikalarının çıkarılan kanunlar ve yasal düzenlemelerle internet ortamında bulunan mecraları kendi düşüncelerine göre zararlı görmelerinden dolayı kısıtlamaya ve hatta kapatmaya çalışmalarını göz önünde bulunduracak olursak, Metaverse için endişelenmemize ya da düşünmemize daha çok var demektir. Öncelikle bu konuyu açıklığa kavuşturmalıyız. Engelleyerek hiçbir şeyi yok edemeyiz.

23 Ekim 2021 Cumartesi

Sendikalar İçin Teknolojik Tavsiyeler

Uzun süredir, hatta blogumu ilk açtığım günden beridir, sendikalarla ilgili birtakım makaleler yazıyor ve birilerine ulaşmaya ve ulaştırmaya çalışıyorum. Ancak gördüğüm o ki eleştirilerimin birçoğu gözler önüne serilirken verdiğim tavsiyelerin birçoğu da ne yazık ki kulak arkası edilmeye hep devam ediyor. Her başarılı sendikadan görmeyi beklediğimiz hareketler bunlar...

sendika-teknoloji
 

Neyse ki bu yazımda başlıktan da anlaşılabileceği üzere "başarılı sendika nasıl olur" ya da "işçinin hakkını hangi sendika daha iyi savunur" gibi değil de "teknolojiyi sendikalar nasıl kullanmalıdır ve kullanabilir" bir öneriler zinciri şeklinde sizlere bir yazı sunmayı düşünüyorum. Öncelikle belki de daha önce yazdığım yazılarımda söylediklerimi tekrarlar nitelikte bilgiler vereceğim ancak bu sefer biraz daha istatistiklerle ve net bilgilerle konuşmayı düşünüyorum. Şimdi isterseniz hemen başlık başlık başlayalım ya da konuyu okumak için biraz daha bekleyin ve yeni yazacağım e-kitabı ücretsiz indirerek okumayı deneyin. Tabi kitap biraz daha detaylı ve bol içerikli olacak...

Youtube

Dünya üzerinde yaklaşık 2.3 milyar üyesi bulunan sosyal ağ, özellikle ülkemizde medyaya başkaldırı gösteren eski TV kanalı yayıncılarının ve amatör sunucuların sığındıkları ilk mecra olma özelliğini taşıyor. Özellikle muhalif bir görüş benimsiyorsanız Youtube'da kendinize has bir kitle edinmeniz oldukça kolay oluyor. Tabi ki her sendika doğası gereği muhalif olmak zorundadır. Buradan hareketle Youtube sendikaların yaptıkları işleri, eğitimlerini, hizmetlerini ya da düzenledikleri basın açıklamalarını yayınlayabilecekleri muhteşem bir ortam olarak karşımıza çıkıyor. İnsanların ilgisini çekmek, kullanıcıları kendinize abone etmek ya da beğeni sayılarınızı artırmak için diğer sendikaları kışkırtmanıza gerek yok. Bir sendika uzmanı olarak paylaşabileceğiniz şeylerin listesini çıkarın ve bunları yayınlamaya başlayın.

Twitter & Facebook

Artık sosyal medya kelimelerini kullandığımız anda aklımıza ilk gelen platfromlar olan Twitter ve Facebook hakkında çok fazla detaylı şeyler yazmama gerek olduğunu düşünmüyorum. Twitter'ın etiket özelliği ile Facebook'un gruplar özelliği zaten sendikalar tarafından aktif olarak kullanılan ve belli bir kampanya ile alakalı ilk başvurdukları yöntemler oluyor. O yüzden sizlere biraz daha farklı ve şaşırtıcı şeyler sunmam gerektiğini düşünüyorum.

Instagram

Instagram konusunda sizi çok fazla şaşırtacak şeyler söylemeyeceğim. Sonuçta sendikada yenen yemeklerin resimlerini ya da sadece sendika binasının fotoğrafını paylaşacak değilsiniz. Instagram ile oluşturduğunuz bir kampanyanızı desteklemek biraz zor olacaktır. Ancak burayı bir duyuru ve anlık canlı yayın aracı olarak kullanabilirsiniz. Takipçilerinize, hikayeler ve gönderiler paylaşarak kampanyalarınızın duyurularını yapabilir ve canlı yayın özelliği ile basit bir telefon aracılığıyla eğitimlerinizi ya da etkinliklerinizi üyelerinize anında ulaştırabilirsiniz.

Tumblr

Aslında bundan 8 yıl önce gerçekten popüler ve adından sık sık söz ettiren bir platformdu Tumblr. Son dönemde şirketin zor bir süreçten geçmesi ve sürekli olarak el değiştirmesi, gündemden düşmesi ve platforma yenilikler gelmemesi, bu platformun kullanılırlığını azalttı. Ancak sendikaların etkinliklerinde ve projelerinde kullanabilecekleri blog eksikliğini çok kolay ve basit bir şekilde giderebilecek bir platform. Düzenlenecek etkinlikler için bilgilendirici metinlerin olduğu, sosyal medya üzerinde yapılan paylaşımların bir araya toplandığı bir dijital almanak oluşturmak için kullanılabilir. Son derece kullanışlı ve güzel bir sunumla büyük bir etki bırakabilecek biçilmiş bir kaftan.

E-Posta

Haftalık ya da aylık bültenler, sendikalar ve araştırmacılar için mükemmel bir takip aracıdır. Sendikalar yaptıkları faaliyetleri bu bültenlerle yayınlayarak online varlıklarını üyelerine ve meraklılarına paylaşabilir ve böylece kendi takipçi kitlelerine haftalık ya da aylık bilgilendirmeler yapabilir.

Şimdilik bu konular hakkına basit bilgiler vermeyi yeterli buluyorum. Çok daha detaylı bir bilgilendirme için elektronik kitabın daha doğru bir kaynak olabileceğini düşünüyorum.

8 Ekim 2021 Cuma

Çelik Kadar Sağlam Platform: Twitter

Geçtiğimiz günlerde yaşadığımız o büyük Facebook Grubu'nu oluşturan servislerin kesintisini hatırlarsınız. İnstagram, Whatsapp ve Facebook'a 6 saat boyunca ulaşamadık ve Twitter ve Telegram için adeta bir şahlanış günü oldu. Hatta o kadar ki Twitter, anlık aktif kullanıcı sayısındaki artıştan dolayı kullanıcıların mention ve twit akışlarını göremediklerini ve bu problemlerin kısa sürede giderildiğini açıklayan bir özür twiti yayınladı. Ayrıca kullanıcıların raporlarına göre de Telegram'da yoğunluktan dolayı yavaşlık yaşandığı bildirildi.

twitter
 

Peki Facebook mühendisleri nasıl oldu da bu duruma müdahele edemedi? Bu sorunun cevabına geçmeden hemen önce biraz klasik olarak bu ve benzeri durumların her yaşanmasında ortaya atılan iddialardan bahsetmek gerek... Klasik bir kere Facebook'un hacklenmesi dedikodusu kesinlikle döndü hatta ve hatta Twitter CEO'su Jack Dorsey'de bu muhabbete katıldı. Bir kullanıcı Facebook'un hacklenerek alan adının satışa çıkarıldığını gösteren bir twit attı ve Jack Dorsey ise fiyatını sordu. Reklamın iyisi kötüsü olmaz. Jack Dorsey, alaycı bir üslupla da olsa Twitter'ın gücünü bir kere daha ortaya koydu.

Bunun haricinde Facebook, İnstagram ve Whatsapp bilgilerimizin sızdırıldığı ile ilgili dedikodular zaten döndü ve sürekli olarak dönmeye devam ediyor. Burada sıradışı olan taraf kullanıcı sayısındaki abartıdan geliyor. Kesintinin 6 saat sürmesinden dolayı çalınan profillerin sayısı da fazlalaştı. Tam tamına 1.5 milyar profil bilgisinin çalındığı iddia edildi. Ancak hem Amerika'nın önde gelen üniversitelerinden hem de dünyanın en büyük siber güvenlik firmalarından olan Karspersky'den gelen açıklamalarla böyle bir durumun olmadığı bilgisi verildi.

Kesintinin ilerleyen saatlerinde öğrendik ki Facebook bir açıklama yaparak bu durumun nedenlerini blog sayfasında tüm dünya ile paylaştı. Facebook yaptığı açıklamada “Bir altyapı sorunu yaşadık, sorunu çözebilecek materyallerimiz de hata verdiğinden dolayı süreç uzadı.” diyerek süreç hakkında bilgi vererek tüm iddialara açıklık getirmiş oldu.

Şimdi tüm bu dedikoduları bir kenara bırakarak çelik gibi sağlam platform Twitter'a bakalım. Bir anda gelen kesinti ile birlikte Twitter tarihindeki en fazla anlık aktif kullanıcıya ulaşan platform bu gibi durumlara daima hazır olduklarını sadece o anda yaşanan aşırı yüklenmenin beklediklerinden çok daha fazla olduğundan dolayı bazı servislerde çok kısa süreli bir kesinti yaşadığını duyurdu. Kullanıcıların güvenilir limanı olarak dimdik ayakta duran Twitter, Facebook bünyesindeki platformlarda yaşanan kesinti fırsatını iyi değerlendirmişe benziyor.

Twitter'ın yanı sıra Telegram'da aynı şekilde kendini öne çıkaran ve yoğunluk yaşamasına rağmen ayakta kalan platformlardan biri oldu.

19 Aralık 2016 Pazartesi

Vine, İnstagram Karşısında Neden Başarısız Oldu?

Öncelikle hepimiz Vine ve İnstagram'ı biliyoruz ve hatta birçoğumuz İnstagram'ı aktif olarak kullanıyoruz. Bu iki mobil platform'dan biri olan Vine, Twitter'ın bünyesinde, İnstagram ise Facebook'un bünyesinde yer alıyor. Twitter, Vine için ne kadar ödediği bilinmese de 80 milyon dolar ödediği söylentileri bir dönem konuşulmuştu. Onun yanı sıra Facebook ise İnstagram için 1 milyar dolar ödeyerek o döneme kadar ki en büyük satın almasını yapmıştı.



Bu iki platformdan Vine'ın kapanacağı ve Twitter'ın satılacağı söylentileri son zamanlarda çok daha yüksek sesle konuşulur oldu. Buna karşılık Facebook ise geçen süre zarfında başta WhatsApp olmak üzere bir çok önemli şirketi bünyesine katmış ve hatta Snapchat'ı satın alamadığı için kopyalamaya bile başladığı biliniyor.

Peki şu soru aklımıza neden gelmesin; Vine, İnstagram Karşısında Neden Başarısız Oldu? Bence burada bakılması gereken nokta Twitter ve Facebook'ta yaşanan gelişmeler. Twitter'da büyük bir otorite boşluğu olduğu görülüyor. Neden mi? Şöyle ki ilk kurulduğu yıllarda sahibi Jack Dorsey CEO görevini de üstlenmiş ve Twitter 750 milyon kayıtlı kullanıcıya ulaştığında Jack Dorsey için zamanın en iyi ve en genç CEO'larından biri söylentileri yapılmıştı. Hatta 2008'de MIT Technology Review tarafından "35 yaşın altındaki en yenilikçi 35 kişi"den biri seçilmişti.

Ancak sonrasında Dorsey'in Square adında bir mobil ödeme şirketini de kurması ve Twitter'daki CEO'luk görevini başkalarına devretmesinin ardından işler beklendiği gibi gitmedi denebilir. Bu kanıya nereden vardığımı soracaksınız tabi ki. Şöyle ki; Jack Dorsey'den sonra Twitter bünyesinde yapılan geliştirmeler ve yenilikler çok fazla son kullanıcıya aktarılamadı. Net olarak belirgin bir şekilde görülen geliştirmeler yapılmadığı gibi yapılanlar ise tam olarak aktarılamadı.

Vine'da bu durumun mağdurlarından aslında... Twitter, Vine'ı satın aldığında Vine sadece üç kişilik bir ekip tarafından geliştiriliyor ve sadece İOS platformunda yer alıyordu. Satın almadan sonra Android ve Windows Phone platformlarında da yayınlanan uygulamanın popularitesi ve kullanıcı kitlesi her ne kadar artmış olsa da yapılan en büyük hata Vine fenomenlerine para dağıtılması oldu. Evet doğru Twitter, Vine'da video paylaşmaları için insanlara para verdi. Sonrasında ise platformdaki durağanlık baş gösterdi ve o da ne!

İnstagram kullanıcılara 16 saniyelik kısa videolar paylaşabilmelerini sağladı (sonradan 1 dakikaya çıkarıldı). İnsanlar zaten İnstagram'la ortaya çıkan selfie akımından dolayı İnstagram kullanırken birden bire video paylaşma lüksleri de kendiliğinden doğdu. Ardından bazı sanatçılarında konserlerinden video ve resim paylaşması ile İnstagram çılgınlığı çığ gibi büyüdü.

Sonuç olarak Facebook'un kurulduğu ilk günden bu yana CEO görevini üstlenen Mark Zuckerberg, ilk günden itibaren koruduğu istikrarını bozmadı ve Facebook'u çok yönlü bir sosyal ağ yapmayı başardı. Bunun yanında ise bünyesine kattığı şirketleri de hem Facebook için yararlı bir kaynak hem de büyük bir gelir kaynağı olarak büyütmeye devam etti.